İlk Yeni Yılın Kutlu Olsun Kuzum..
Bu yıl seninle hep ilkleri yaşadık kuzum..İlk anneler günü, ilk babalar günü, ilk doğum günü ve nihayet birlikte ilk yeni yılımız bir tanem.. Bak kuzum zaman ne çabuk geçti,bir yılı bitirdik seninle ve başka bir yıla giriyoruz. 2013 tabi ki bizim için en en güzel yıldı çünkü sen geldin kuzum..
Sen geldin hayatımıza kuzum tam geldin, sen geldin hayatımız şenlendi, neşelendi, güzelleşti,muhteşemlendi... Sen geldin yarımdık tam olduk. Sen geldin artık daha çok şükür eder olduk, sen geldin hayatımızın ortasına-tepesine kuruldun.. Anımız,saatimiz,tüm günümüz sen oldun.. Ne iyi ettin geldin..Ne iyi ettin kuzum.
Bir dizide duydum adam Can Şenliğim diyordu kadına.. Bayıldım.. Sen de bizim Can Şenliğimizsin kuzum.. Canımızsın, Elif Naz'ım canım kızım yeni yılın kutlu olsun..
İlk Yeni Yılın Kutlu Olsun Kuzum..
27 Aralık 2013 Cuma
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
00:08
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yazilarım
Fırında Kabak..
12 Eylül 2013 Perşembe
Fırında Kabak..
Malzemeler;
2 tane kabak,
1 tane domates,
1 tane kırmızı biber,
1 tane kuru soğan,
1-2 diş sarımsak,
Zeytinyağı,
Tuz-kekik-karabiber
Tüm sebzeleri dilimleyelim..Fırın kabımızın ortasına domatesleri, çevresine kabakları dizelim. Kenarlara da kırmızı biberleri dizelim. Kabak ve domateslerin arasına soğanları ve sarımsakları koyalım. Üzerine zeytinyağını gezdirelim ve tuz,karabiber ve kekiği dükelim. 200 derecede ısıtılmış fırında yarım saat pişirelim. Ozellikle ızgaraların yanında çok güzel gidiyor. Kabağı normalde pek sevmezdim ama bu şekilde çok hoşuma gitti. Afiyet olsun.
Malzemeler;
2 tane kabak,
1 tane domates,
1 tane kırmızı biber,
1 tane kuru soğan,
1-2 diş sarımsak,
Zeytinyağı,
Tuz-kekik-karabiber
Tüm sebzeleri dilimleyelim..Fırın kabımızın ortasına domatesleri, çevresine kabakları dizelim. Kenarlara da kırmızı biberleri dizelim. Kabak ve domateslerin arasına soğanları ve sarımsakları koyalım. Üzerine zeytinyağını gezdirelim ve tuz,karabiber ve kekiği dükelim. 200 derecede ısıtılmış fırında yarım saat pişirelim. Ozellikle ızgaraların yanında çok güzel gidiyor. Kabağı normalde pek sevmezdim ama bu şekilde çok hoşuma gitti. Afiyet olsun.
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
03:35
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Yoğurt Tatlısı
5 Eylül 2013 Perşembe
Yoğurt Tatlısı..
Malzemeler;
1 bardak yoğurt,
1,5 bardak şeker,
2 bardak un,
3 yumurta,
1 limon kabuğu rendesi,
1,5 paket vanilya,
1 paket kabartma tozu.
Şerbeti için;
3,5 bardak şeker,
3 bardak su,
Limon
Önce şerbeti yapıyor soğumaya bırakıyoruz. Su ile şekeri karıştırıp kaynatın. Bir-iki damla limon sıkıp soğutalım.
Önce bir kapta yoğurdu çırpalım. Sonra büyük derin bir kapta yumurtaları şeker ile birlikte iyice çırpalım, yoğurdu ilave edip çırpalım. sonra limon rendesini, unu, vanilya ve kabartma tozunu ilave edip iyice karıştırıyoruz. Pişireceğimiz kabı yağlayıp karışımı dökelim. Önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında yarım saate yakın pişiriyoruz. Fırından çıkardıktan sonra bir çay bardağı suyu ıslama suyu olarak tatlının üzerine elimizde serpiyoruz. 5-10 dk sonra soğuttuğumuz şerbeti kepçe ile döküyoruz. Servis ederken ister hindistan cevizi ister fındık, ceviz içi tercih size kalmış. Ben hindistan cevizini tercih ediyorum. Harika oluyor. Afiyet olsun.
Canım annem bu tatlıyı sen bana sevdirdin. Senin kadar güzel yapamıyorum asla da yapamam. Seni seviyorum annecim.
Malzemeler;
1 bardak yoğurt,
1,5 bardak şeker,
2 bardak un,
3 yumurta,
1 limon kabuğu rendesi,
1,5 paket vanilya,
1 paket kabartma tozu.
Şerbeti için;
3,5 bardak şeker,
3 bardak su,
Limon
Önce şerbeti yapıyor soğumaya bırakıyoruz. Su ile şekeri karıştırıp kaynatın. Bir-iki damla limon sıkıp soğutalım.
Önce bir kapta yoğurdu çırpalım. Sonra büyük derin bir kapta yumurtaları şeker ile birlikte iyice çırpalım, yoğurdu ilave edip çırpalım. sonra limon rendesini, unu, vanilya ve kabartma tozunu ilave edip iyice karıştırıyoruz. Pişireceğimiz kabı yağlayıp karışımı dökelim. Önceden ısıtılmış 200 derecelik fırında yarım saate yakın pişiriyoruz. Fırından çıkardıktan sonra bir çay bardağı suyu ıslama suyu olarak tatlının üzerine elimizde serpiyoruz. 5-10 dk sonra soğuttuğumuz şerbeti kepçe ile döküyoruz. Servis ederken ister hindistan cevizi ister fındık, ceviz içi tercih size kalmış. Ben hindistan cevizini tercih ediyorum. Harika oluyor. Afiyet olsun.
Canım annem bu tatlıyı sen bana sevdirdin. Senin kadar güzel yapamıyorum asla da yapamam. Seni seviyorum annecim.
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
05:44
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Saniye Usulünce Kavala Kurabiyesi...
3 Eylül 2013 Salı
Saniye'ce Kavala Kurabiyesi...
Bu muhteşem tarif için canım arkadaşım Saniye Gangoğlu'na çok teşekkür ederim.
Malzemeler;
Bir çay bardağı(ajda bardak) erimiş tereyagı,
Bir çay bardağı(ajda bardak) sıvı yağ,
Bir çay bardağı(ajda bardak)pudra şekeri,
Bir çay bardağı(ajda bardak)tatlı badem içi(rondodan geçirilmiş olmalı-fındık yada cevizde olur)
Bir buçuk su bardağı un,
Bir paket vanilya,
Bir paket kabartma tozu
Önce teyeryagını ve sıvı yağını karıştırın. Sonra onlara kalan tüm malzemeleri ekleyip yoğurun. Un az gelirse biraz daha ilave edebilirsiniz. Kıvamı çok sert olmayacak. Yumuşak bir hamur olacak. Bu arada fırını 200 derecede ısıtmayı unutmayalım. Hamuru sonra istediğiniz şekiller vererek(ister kalıp kullanın ister elinizde şekil verin. Bu kurabiyenin asılı ay şeklindedir) yağlı kağıt sermiş olduğunuz tepsiye dizin ve ısınmış fırında 15 dk pişirin. Fırından çıkarıp soğumasını bekleyin ve bolca pudra şekeri döküp servis yapın. Allahım muhteşem. Hem yapımı kolay hem kısa sürede pişiyor hem de çok ama çok leziz oluyor. Mutlaka deneyin..
Afiyet olsun..
Bu muhteşem tarif için canım arkadaşım Saniye Gangoğlu'na çok teşekkür ederim.
Malzemeler;
Bir çay bardağı(ajda bardak) erimiş tereyagı,
Bir çay bardağı(ajda bardak) sıvı yağ,
Bir çay bardağı(ajda bardak)pudra şekeri,
Bir çay bardağı(ajda bardak)tatlı badem içi(rondodan geçirilmiş olmalı-fındık yada cevizde olur)
Bir buçuk su bardağı un,
Bir paket vanilya,
Bir paket kabartma tozu
Önce teyeryagını ve sıvı yağını karıştırın. Sonra onlara kalan tüm malzemeleri ekleyip yoğurun. Un az gelirse biraz daha ilave edebilirsiniz. Kıvamı çok sert olmayacak. Yumuşak bir hamur olacak. Bu arada fırını 200 derecede ısıtmayı unutmayalım. Hamuru sonra istediğiniz şekiller vererek(ister kalıp kullanın ister elinizde şekil verin. Bu kurabiyenin asılı ay şeklindedir) yağlı kağıt sermiş olduğunuz tepsiye dizin ve ısınmış fırında 15 dk pişirin. Fırından çıkarıp soğumasını bekleyin ve bolca pudra şekeri döküp servis yapın. Allahım muhteşem. Hem yapımı kolay hem kısa sürede pişiyor hem de çok ama çok leziz oluyor. Mutlaka deneyin..
Afiyet olsun..
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
05:58
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Melek Ağacı.. Kitabımız raflarda :)
25 Haziran 2013 Salı
Melek Ağacı.. Kitabımız raflarda :)
Merhaba,
Biz sosyal medyada on sekiz kişiyiz. Aslında hepimiz biriz. Bu roman eşi görülmemiş bir proje aslında. Moderatör eşliğinde on sekiz kişinin sosyal medya üzerinden beraber yazdığı bir roman. Aramızda harika yeteneklerin olduğu gibi yetkin yazarlarında olduğu bu yazar grubu hangi bölümü kimin yazdığını bilmeden bu sürükleyici romanı kaleme aldılar. Hepimizin benliğinden kopan hikayelerin izlerini süreceksiniz. Bu kolektif roman JCI Dünya Genç Girişimciler Derneği İstanbul şubesinin desteklediği bir projedir. Şimdi tüm kitapçılarda…
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=657998
http://www.pandora.com.tr/urun/melek-agaci/304139
Merhaba,
Biz sosyal medyada on sekiz kişiyiz. Aslında hepimiz biriz. Bu roman eşi görülmemiş bir proje aslında. Moderatör eşliğinde on sekiz kişinin sosyal medya üzerinden beraber yazdığı bir roman. Aramızda harika yeteneklerin olduğu gibi yetkin yazarlarında olduğu bu yazar grubu hangi bölümü kimin yazdığını bilmeden bu sürükleyici romanı kaleme aldılar. Hepimizin benliğinden kopan hikayelerin izlerini süreceksiniz. Bu kolektif roman JCI Dünya Genç Girişimciler Derneği İstanbul şubesinin desteklediği bir projedir. Şimdi tüm kitapçılarda…
http://www.kitapyurdu.com/kitap/default.asp?id=657998
http://www.pandora.com.tr/urun/melek-agaci/304139
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
04:02
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yazilarım
Doğmamış Elif Naz'ıma Mektup
15 Mayıs 2013 Çarşamba
Doğmamış Elif Naz'ıma Mektup
Merhaba Elif Naz'ım,
Ben senin annenim. Şu anda karnımdasın. Doğumuna 1 hafta -10 gün var. Şükür gelişimin çok iyi:) hatta sanki karnıma sığmıyorsun. Orada rahat mısın kızım? Eskiden daha çok hareket ediyordun ama şimdilerde daha az hareket ediyorsun ve açık söyleyeyim o zamanlar endişeleniyorum acaba bir şey mi oldu diye. Hemen bir çikolata atıyorum ağzıma ve sen kıpırdanınca dünyanın en en en mutlu insanı oluyorum yavrum.
Eskiden bana çikolata deyince akan sular dururdu ama hamile kaldığından bu yana sadece kontrole gittiğimde ve hareketin azaldığında yiyorum..Özellikle hamileliğimin en başında nasıl turşu falan çekiyordu canım. Hani derler ya kıza hamile olan ekşi yermiş diye..Yani en baştan bu yana belliydi kız olacağın sanki:)
Kuzum hamileliğimin en başından bu yana beni hiç üzmedin. Gerçekten harika bir hamilelik geçirdim. Teşekkür ederim sana.
Sevgili kızım, sürekli dua ediyorum ki dünyaya sağlıklı bir bebek olarak gel, hiçbir sorun ile karşılaşmadan.. Olur da karşına bazı zorluklar çıkarsa, söz veriyorum sana elimden gelenin en iyisini yapacağım senin için yavrum.
Aslında itiraf edeyim, bir anne olarak birinin tüm sorumluluğunu almak korkutmuyor da değil beni. Seni hayal kırıklığına uğratırsam, mutlu olmazsan, sevmezsen beni, yanlışlarım seni de üzerse falan gibi. Ama sonra bir kıpırdanıyorsun tüm korkularım sıfırlanıyor.
Canım kızım keşke imkanım olsaydı da sen büyürken hep yanında olsam ama malesef ki sen doğduktan bir müddet sonra çalışmaya başlayacağım. Hani hep derler ya senin geleceğin için. Gerçekten de öyle güzel kızım. Baban ve ben elimizden geldiğince bu hayata güzel bir başlangıç yapman ve güzel bir hayat geçirmen için elimizden geleni yapıyoruz ve yapıyor olacağız. Umuyor ve dua ediyorum ki hayata geldikten sonra yapacağın tüm ilkleri kaçırmam ve görebilirim. Sakın bensiz yapma onları tamam mı?
Bilmenı istiyorum ki senin için iyi bir rol model olmak istiyorum. Ama bir yandan kendi hayallerin peşinden gitmeyi, bağımsızlığı, özgürlüğü öğrenmeni de istiyorum. Bu gerçekten çok önemli. Bencil, paylaşımı bilmeyen, yalnız, düşünmeyen bir birey olmanı istemem. Bunun için elimden geleni yapacağım kızım söz veriyorum sana.
Babana hala aşığım kızım, sen bu mektubu okuduğunda da hala ona aşık olmayı diliyorum. Tabi o da bana:) Biz şanslıyız birbirimizi bulduğumuz için. Baban çok iyi bir insan. Çok güzel gülümsüyor biliyor musun? Harika da gamzeleri var. Diliyorum ki sen de onun gibi güleç yüzlü olursun ve harika gamzelerin olur.. Ben belki klasik ama babama aşık bir kız çocuğuydum. Bazen işi o adar abartıyorum ki annemi bilmeden çok üzdüm bu düşkünlüğünden dolayı. Çok sonradan farkına vardım annemin bundan ne kadar yaralandığını.. Sen de babanı çok ama çok sev kızım ama beni de ihmal etme e mi kuzum.. Yalnız bil ki ne olursa olsun hayat neler getirir, götürürse de biz seni hep çoooook seviyor olacağız birtanem.
Canım kızım seni bir an önce kucağıma almak ve seninle tanışmak içn çok sabırsızlanıyorum. Biliyorum ki hayatımız artık aynı olmayacak ama seninle çok daha güzel olacağı kesin. Emin ol ki baban da bende senden gelecek herşeye hazırız yavrum.
Seni çok seviyorum kızım. Umarım sen de beni seversin..
Annen
Merhaba Elif Naz'ım,
Ben senin annenim. Şu anda karnımdasın. Doğumuna 1 hafta -10 gün var. Şükür gelişimin çok iyi:) hatta sanki karnıma sığmıyorsun. Orada rahat mısın kızım? Eskiden daha çok hareket ediyordun ama şimdilerde daha az hareket ediyorsun ve açık söyleyeyim o zamanlar endişeleniyorum acaba bir şey mi oldu diye. Hemen bir çikolata atıyorum ağzıma ve sen kıpırdanınca dünyanın en en en mutlu insanı oluyorum yavrum.
Eskiden bana çikolata deyince akan sular dururdu ama hamile kaldığından bu yana sadece kontrole gittiğimde ve hareketin azaldığında yiyorum..Özellikle hamileliğimin en başında nasıl turşu falan çekiyordu canım. Hani derler ya kıza hamile olan ekşi yermiş diye..Yani en baştan bu yana belliydi kız olacağın sanki:)
Kuzum hamileliğimin en başından bu yana beni hiç üzmedin. Gerçekten harika bir hamilelik geçirdim. Teşekkür ederim sana.
Sevgili kızım, sürekli dua ediyorum ki dünyaya sağlıklı bir bebek olarak gel, hiçbir sorun ile karşılaşmadan.. Olur da karşına bazı zorluklar çıkarsa, söz veriyorum sana elimden gelenin en iyisini yapacağım senin için yavrum.
Aslında itiraf edeyim, bir anne olarak birinin tüm sorumluluğunu almak korkutmuyor da değil beni. Seni hayal kırıklığına uğratırsam, mutlu olmazsan, sevmezsen beni, yanlışlarım seni de üzerse falan gibi. Ama sonra bir kıpırdanıyorsun tüm korkularım sıfırlanıyor.
Canım kızım keşke imkanım olsaydı da sen büyürken hep yanında olsam ama malesef ki sen doğduktan bir müddet sonra çalışmaya başlayacağım. Hani hep derler ya senin geleceğin için. Gerçekten de öyle güzel kızım. Baban ve ben elimizden geldiğince bu hayata güzel bir başlangıç yapman ve güzel bir hayat geçirmen için elimizden geleni yapıyoruz ve yapıyor olacağız. Umuyor ve dua ediyorum ki hayata geldikten sonra yapacağın tüm ilkleri kaçırmam ve görebilirim. Sakın bensiz yapma onları tamam mı?
Bilmenı istiyorum ki senin için iyi bir rol model olmak istiyorum. Ama bir yandan kendi hayallerin peşinden gitmeyi, bağımsızlığı, özgürlüğü öğrenmeni de istiyorum. Bu gerçekten çok önemli. Bencil, paylaşımı bilmeyen, yalnız, düşünmeyen bir birey olmanı istemem. Bunun için elimden geleni yapacağım kızım söz veriyorum sana.
Babana hala aşığım kızım, sen bu mektubu okuduğunda da hala ona aşık olmayı diliyorum. Tabi o da bana:) Biz şanslıyız birbirimizi bulduğumuz için. Baban çok iyi bir insan. Çok güzel gülümsüyor biliyor musun? Harika da gamzeleri var. Diliyorum ki sen de onun gibi güleç yüzlü olursun ve harika gamzelerin olur.. Ben belki klasik ama babama aşık bir kız çocuğuydum. Bazen işi o adar abartıyorum ki annemi bilmeden çok üzdüm bu düşkünlüğünden dolayı. Çok sonradan farkına vardım annemin bundan ne kadar yaralandığını.. Sen de babanı çok ama çok sev kızım ama beni de ihmal etme e mi kuzum.. Yalnız bil ki ne olursa olsun hayat neler getirir, götürürse de biz seni hep çoooook seviyor olacağız birtanem.
Canım kızım seni bir an önce kucağıma almak ve seninle tanışmak içn çok sabırsızlanıyorum. Biliyorum ki hayatımız artık aynı olmayacak ama seninle çok daha güzel olacağı kesin. Emin ol ki baban da bende senden gelecek herşeye hazırız yavrum.
Seni çok seviyorum kızım. Umarım sen de beni seversin..
Annen
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
04:30
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Çilekli Tart
12 Nisan 2013 Cuma
Çilekli Tart
Malzemeler;
2 Su bardağı un,
1 su bardağı toz şeker,
6 yemek kaşığı tereyağı,
1 yumurta,
1 çay kaşığı sirke,
3 yemek kaşığı soğuk su,
Yarım paket kabartma tozu,
1 paket vanilya
Çilek,
1 kahve fincanı toz şeker,
1 kahve fincanı su,
1 yemek kaşığı limon suyu,
3 yemek kaşığı mısır nişastası,
2 yemek kaşığı soğuk su
Öncelikle çilekleri istediğiniz gini kesin su,limon suyu ve 1 fincan şekeri üzerine döküp buzdolabında en az 2 saat bekletin. (Çilek yerine vişne de olabilir)
Hamur için tüm malzemeleri karıştır ve yoğurun Strech filme sarın ve buzdolabında yarım saat bekletin.
Sonra hamuru tezgah üzerinde açın ve yağladığınız tart kalıbına yerleştirin. Sonra hamurum üzerinde çatal ile delikler açın ki pişerken kabarmasın. 200 derece fırında 20 dk pişirelim..
Dolaptan çıkardığımız çileklerimiz 2 saatte suyunu bırakmıştır. Çileklerin suyunu süzüp bir pişirme kabına koyup kısık ateşte pişirmeye başlayalım içine su ile incelttiğimiz mısır nişastasını ekleyip pişirelim. Sosumuz iyice pelte kıvamını alıncaya kadar pişsin. Sonra sosumuzu soğutalım ve içine çilekleri katalım.
Soğumuş olan tartımıza çilekli sosumuzu dökelim. Sonra fırına verip 4-5 dk fırında tutalım. Sonra çıkarıp buzdolabında 1-2 saat beklettikten sonra servis edebilirsiniz.
Afiyet olsun..
Malzemeler;
2 Su bardağı un,
1 su bardağı toz şeker,
6 yemek kaşığı tereyağı,
1 yumurta,
1 çay kaşığı sirke,
3 yemek kaşığı soğuk su,
Yarım paket kabartma tozu,
1 paket vanilya
Çilek,
1 kahve fincanı toz şeker,
1 kahve fincanı su,
1 yemek kaşığı limon suyu,
3 yemek kaşığı mısır nişastası,
2 yemek kaşığı soğuk su
Öncelikle çilekleri istediğiniz gini kesin su,limon suyu ve 1 fincan şekeri üzerine döküp buzdolabında en az 2 saat bekletin. (Çilek yerine vişne de olabilir)
Hamur için tüm malzemeleri karıştır ve yoğurun Strech filme sarın ve buzdolabında yarım saat bekletin.
Sonra hamuru tezgah üzerinde açın ve yağladığınız tart kalıbına yerleştirin. Sonra hamurum üzerinde çatal ile delikler açın ki pişerken kabarmasın. 200 derece fırında 20 dk pişirelim..
Dolaptan çıkardığımız çileklerimiz 2 saatte suyunu bırakmıştır. Çileklerin suyunu süzüp bir pişirme kabına koyup kısık ateşte pişirmeye başlayalım içine su ile incelttiğimiz mısır nişastasını ekleyip pişirelim. Sosumuz iyice pelte kıvamını alıncaya kadar pişsin. Sonra sosumuzu soğutalım ve içine çilekleri katalım.
Soğumuş olan tartımıza çilekli sosumuzu dökelim. Sonra fırına verip 4-5 dk fırında tutalım. Sonra çıkarıp buzdolabında 1-2 saat beklettikten sonra servis edebilirsiniz.
Afiyet olsun..
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
05:21
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Sebzeli Kebap...
28 Mart 2013 Perşembe
Sebzeli Kebap...
Malzemeler;
Yarım kilo Dana döş satır kıyması,
3 adet taze sarımsak,
1 kırmızı biber,
maydanoz,
taze nane,
taze kekik,
1 çay kaşığı kimyon,
karabiber,
tuz
sosu için;
1 çorba kaşığı biber salçası,
3-4 çorba kaşığı su
kırmızı biber,
kuru soğan,
yeşil biber
Satır kıymasına çok ince kıydığınız taze sarımsakları ekleyip 2-3 dk yoğurun. Sonra taze nane,kekik ve maydanozu ve kırmızı biberi da çok ince kıyıp katın ve yoğurmaya devam edin 2-3 dk sonra baharatları katın ve bir 5-6 dk daha yoğurun. Yoğurduğumuz kebabı tepsiye bir taraftan başlayıp öbür tarafa doğru devam ederek yerleştirelim. Sonra üzerine dökeceğimiz sosu hazırlayalım. Bir kapta biber salçasına suyu ilave edip açalım ve kebabımızın her tarafına gelecek şekilde üstüne dökelim. kebabımızın yanlarına sebzeleri dilimleyip dizelim ve 200 derece de 30-40 dk pişirelim. Harika oluyor. Afiyet olsun.
Malzemeler;
Yarım kilo Dana döş satır kıyması,
3 adet taze sarımsak,
1 kırmızı biber,
maydanoz,
taze nane,
taze kekik,
1 çay kaşığı kimyon,
karabiber,
tuz
sosu için;
1 çorba kaşığı biber salçası,
3-4 çorba kaşığı su
kırmızı biber,
kuru soğan,
yeşil biber
Satır kıymasına çok ince kıydığınız taze sarımsakları ekleyip 2-3 dk yoğurun. Sonra taze nane,kekik ve maydanozu ve kırmızı biberi da çok ince kıyıp katın ve yoğurmaya devam edin 2-3 dk sonra baharatları katın ve bir 5-6 dk daha yoğurun. Yoğurduğumuz kebabı tepsiye bir taraftan başlayıp öbür tarafa doğru devam ederek yerleştirelim. Sonra üzerine dökeceğimiz sosu hazırlayalım. Bir kapta biber salçasına suyu ilave edip açalım ve kebabımızın her tarafına gelecek şekilde üstüne dökelim. kebabımızın yanlarına sebzeleri dilimleyip dizelim ve 200 derece de 30-40 dk pişirelim. Harika oluyor. Afiyet olsun.
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
08:49
1 yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Köstebek Pasta..
25 Mart 2013 Pazartesi
Köstebek Pasta;
Malzemeler
Kreması için;
Bu arada kremasını yapalım; Süt, vanilya ve unu muhallebi kıvamına gelene kadar pişirelim. Piştikten 5 dakika sonra içerisine 1 paket toz krem şantiyi ekleyip çırpalım. Biraz çikolata serpip karıştırıp kek soğuyana kadar buzdolabında bekletelim.
Gelelim zor kısma :)Soğuyan keki pasta tabağına alalım. Kenarlardan 1-2 cm pay kalacak şekilde
içeriden kaşıkla oyalım. Alt tabanı 1 parmak kalınlığında kalana kadar oymaya
devam edelim. Oyduğumuz kek parçalarını pastanın üzerinde kullanmak için
robottan geçirelim. Muzları soyup yuvarlak dilimleyelim.(çilek yada vişne de oluyor) Oyduğumuz pastanın
içerisine bir kat krema dökelim. Üzerine yuvarlak dilimlediğimiz muzları
dizelim. Üzerine çikolataları serpelim. Tekrar krema koyup muz ve çikolata
serpelim. En üstüne kalan kremayı dökelim. Kremanın üzerine robottan
geçirdiğimiz kek parçaları ile tamamen kapatalım.Hindistan cevizi, dövülmüş fındık yada antep fıstığı ile
süsleyebilirsiniz. Buzdolabında dinlendirip servis edelim. Afiyet olsun..
Malzemeler
Keki için;
3 adet yumurta
1 su bardağı toz şeker
1 su bardağı süt
yarım su bardağı sıvı yağ
1 paket kabartma tozu
1 paket vanilya
2,5 su bardağı un
1 paket kakao
Kreması için;
5 su bardağı süt
4 yemek kaşığı un
1 paket vanilya
1 paket krem şanti
Arası için;
2-3 adet muz/çilek/vişne
4 yemek kaşığı un
1 paket vanilya
1 paket krem şanti
Arası için;
2-3 adet muz/çilek/vişne
Damla yada parçalanmış çikolata
Yumurta
ve şekeri mikserde köpük köpük olup beyazlaşıncaya kadar çırpalım. Süt ve sıvı
yağı ekleyerek çırpmaya devam edelim. Un, kabartma tozu, vanilya ve kakaoyu
ekleyip karıştıralım. Önce yavaş sonra hızlı devirde mikserle 2-3 dk çırpalım.
Hazırladığımız kek karışımını yağladığımız kelepçeli kalıba yada fırın tepsisine yada borcama dökelim. (hangisini isterseniz ben kelepçeli kalıpta yaptım) Önceden ısıtılmış 200 derece fırında yaklaşık
30-35 dakika pişirelim. Pişen keki soğumaya
bırakalım.
Bu arada kremasını yapalım; Süt, vanilya ve unu muhallebi kıvamına gelene kadar pişirelim. Piştikten 5 dakika sonra içerisine 1 paket toz krem şantiyi ekleyip çırpalım. Biraz çikolata serpip karıştırıp kek soğuyana kadar buzdolabında bekletelim.
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
01:33
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Kalpli Küçük Tartoletler...
22 Mart 2013 Cuma
Kalpli Küçük Tartoletler...
Malzemeler;
150 gr tereyag(yada 1 su bardağı sıvı yağ),
2 adet yumurta,
2,5 su bardağı un,
1 paket kabartma tozu,
Yarım su bardağı pudra şekeri,
Vanilyalı puding yada krema,
Üstünü süslemek için meyve,
Jöle
Malzemeleri bir kaba alıp yoğuralım. Hamur kıvamına gelince hamurdan küçük parçalar alıp tartolet kalıbına kenarlarına da yayarak yerleştirelim..(kürdanla hamurun yüzeyini delin ama akis halde biraz kabarıyor.200 derece ısınmış fırında 30 dk pişirelim. Tarlolet pişerken vanilyalı pudingi tarifine göre hazırlayalım. İsterseniz hazır değil kendinizde evde kremanızı(Muhallebili Tel Kadayıf tarifimde krema-muhallebi tarifini görebilirsiniz) yapabilirsiniz. Tartoletleri kalıptan çıkarıp soğutalım. Kremamızı tartoletlerin üstüne dökelim. Üstüne meyve dilimleyip koyalım ve en üstüne de hazırladığımız jöleyi dökelim.. Jöle kısmı isteğe bağlı.. Afiyet şeker olsun:)
Malzemeler;
150 gr tereyag(yada 1 su bardağı sıvı yağ),
2 adet yumurta,
2,5 su bardağı un,
1 paket kabartma tozu,
Yarım su bardağı pudra şekeri,
Vanilyalı puding yada krema,
Üstünü süslemek için meyve,
Jöle
Malzemeleri bir kaba alıp yoğuralım. Hamur kıvamına gelince hamurdan küçük parçalar alıp tartolet kalıbına kenarlarına da yayarak yerleştirelim..(kürdanla hamurun yüzeyini delin ama akis halde biraz kabarıyor.200 derece ısınmış fırında 30 dk pişirelim. Tarlolet pişerken vanilyalı pudingi tarifine göre hazırlayalım. İsterseniz hazır değil kendinizde evde kremanızı(Muhallebili Tel Kadayıf tarifimde krema-muhallebi tarifini görebilirsiniz) yapabilirsiniz. Tartoletleri kalıptan çıkarıp soğutalım. Kremamızı tartoletlerin üstüne dökelim. Üstüne meyve dilimleyip koyalım ve en üstüne de hazırladığımız jöleyi dökelim.. Jöle kısmı isteğe bağlı.. Afiyet şeker olsun:)
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
08:29
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Kahvaltılık Yalancı Pizza
Kahvaltılık Yalancı Pizza
Malzemeler;
Tost ekmeği(isteğe bağlı )
Sucuk,
Beyaz peynir,
Siyah zeytin,
Kekik,
Kaşar peyniri,
Domates sos yada domates salçası
Bir kase içinde küp küp doğranmış sucukları, küçük doğranmış zeytinleri, beyaz peyniri ve kekiği karıştıralım. Tost ekmeklerinin üstüne domates sos yada salçayı sürüyoruz.(ben domates sosu tercih ediyorum çok azda biber salçası ile karıştırınca harika oluyor)üstüne karışımı onu üstüne de rendelenmiş kaşar peynirini koyup fırına veriyoruz. Kaşar peynirlerin üstü kızarıncaya kadar fırında tutuyoruz.(15 -20 dk kadar) Afiyet olsun..
Malzemeler;
Tost ekmeği(isteğe bağlı )
Sucuk,
Beyaz peynir,
Siyah zeytin,
Kekik,
Kaşar peyniri,
Domates sos yada domates salçası
Bir kase içinde küp küp doğranmış sucukları, küçük doğranmış zeytinleri, beyaz peyniri ve kekiği karıştıralım. Tost ekmeklerinin üstüne domates sos yada salçayı sürüyoruz.(ben domates sosu tercih ediyorum çok azda biber salçası ile karıştırınca harika oluyor)üstüne karışımı onu üstüne de rendelenmiş kaşar peynirini koyup fırına veriyoruz. Kaşar peynirlerin üstü kızarıncaya kadar fırında tutuyoruz.(15 -20 dk kadar) Afiyet olsun..
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
07:20
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Kırmızı Biber Çorbası....
5 Mart 2013 Salı
Kırmızı Biber Çorbası
Malzemeler;
5-6 tane kırmızı biber,
1 tane havuç,
1 tane patates,
1 küçük kuru soğan,
1 diş sarımsak,
Tavuk yada et suyu(3 bardak yeter. Yada 1 bulyon ve 3 bardak normal su),
2 yemek kaşık sirke(elma da olur, üzüm de)
Tereyağ yada zeytinyağı,
Karabiber,
Tuz
Kırmızı biberleri istediğiniz gibi közleyin. Ben 3-4 kesip fırında 20 dk pişirdim(üzerine hiçbir şey dökmedim) çekirdeklerini çıkarıp, kabuklarını soyun.. Tencere tereyağını koyun. sonarsında soğan ve sarımsak koyup 2-3 dk soteleyin. sonra sirke katıp 1 dk daha soteleyin.(sirkeyi kırmızı biber, havuçtaki tatlılığı alsın diye koyuyoruz) havuç ve patatesleri doğrayıp katın 2-3 dk sonra biberleri ve suyu ilave edip pişirin. Sebzeler iyice yumuşayınca blender ile pürüzsüz bir kıvama gelene kadar karıştırın. Sonrasında tuz ve karabiberi ekleyin 1 dk daha ocakta tutun sonra altını kapatın.. Servis yaparken kaşar ilave edebilirsiniz. Çok güzel bir tat oluyor. Çokta besleyici. Afiyet şeker olsun..
Malzemeler;
5-6 tane kırmızı biber,
1 tane havuç,
1 tane patates,
1 küçük kuru soğan,
1 diş sarımsak,
Tavuk yada et suyu(3 bardak yeter. Yada 1 bulyon ve 3 bardak normal su),
2 yemek kaşık sirke(elma da olur, üzüm de)
Tereyağ yada zeytinyağı,
Karabiber,
Tuz
Kırmızı biberleri istediğiniz gibi közleyin. Ben 3-4 kesip fırında 20 dk pişirdim(üzerine hiçbir şey dökmedim) çekirdeklerini çıkarıp, kabuklarını soyun.. Tencere tereyağını koyun. sonarsında soğan ve sarımsak koyup 2-3 dk soteleyin. sonra sirke katıp 1 dk daha soteleyin.(sirkeyi kırmızı biber, havuçtaki tatlılığı alsın diye koyuyoruz) havuç ve patatesleri doğrayıp katın 2-3 dk sonra biberleri ve suyu ilave edip pişirin. Sebzeler iyice yumuşayınca blender ile pürüzsüz bir kıvama gelene kadar karıştırın. Sonrasında tuz ve karabiberi ekleyin 1 dk daha ocakta tutun sonra altını kapatın.. Servis yaparken kaşar ilave edebilirsiniz. Çok güzel bir tat oluyor. Çokta besleyici. Afiyet şeker olsun..
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
01:40
1 yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Doyurgan Mini Kekler....
3 Mart 2013 Pazar
Doyurgan Mini Kekler
Malzeme;
2 tane kakaolu dankek (bu tarz baton keklerin hepsi olur. Evde 1-2 dilim kalmış keklerinizi de atmayın buzlukta saklayın. onları da kullanabilirsiniz)
1 paket hazır krema,
Yarım su bardağı ceviz içi(fındık, badem, tuzsuz antep fıstığı da olur.),
1 dolu dolu yemek kaşığı nutella(benzerleri de olur tabiki),
Portakal rendesi(istediğiniz miktarda),
1 yemek kaşığı kakao,
1 yemek kaşığı damla çikolata
Üzeri için benmari usulü eritilmiş çikolata,
Kekleri parçalayıp geniş bir kaba koyalım, diğer malzemeleri katıp(eğer seviyorsanız evde varsa kuru meyvelerden de küçük küçük dilimleyip katabilirsiniz) iyice yoğuralım. daha sonra strech filmi serelim ve hazırladığımız karışımı döküp rulo haline getirelim ve film ile saralım. En az 7-8 saat buzdolabında bekletelim. Ben bir gece beklettim. Bekledikçe daha güzel oluyor. Servis yapacağımız zaman dolaptan alıp dilimleyelim, benmari usulü erittiğimiz çikolataya üstlerini batıralım. Sonra evde varsa kağıt kek kalıplarına koyalım. Yoksa o şekilde de servis yapılabilir. Üzerine de isteğe bağlı olarak fındık içi, hindistan cevizi dökebilirsiniz..Muhteşemmmmm... Evde yanında yapmış olmama rağmen eşimde sonrasında gelen misafirlerimde hazır pasta zannettiler. O kadar başarılı oluyor yani.. Hemde çok kolay:) Afiyet olsun.
Malzeme;
2 tane kakaolu dankek (bu tarz baton keklerin hepsi olur. Evde 1-2 dilim kalmış keklerinizi de atmayın buzlukta saklayın. onları da kullanabilirsiniz)
1 paket hazır krema,
Yarım su bardağı ceviz içi(fındık, badem, tuzsuz antep fıstığı da olur.),
1 dolu dolu yemek kaşığı nutella(benzerleri de olur tabiki),
Portakal rendesi(istediğiniz miktarda),
1 yemek kaşığı kakao,
1 yemek kaşığı damla çikolata
Üzeri için benmari usulü eritilmiş çikolata,
Kekleri parçalayıp geniş bir kaba koyalım, diğer malzemeleri katıp(eğer seviyorsanız evde varsa kuru meyvelerden de küçük küçük dilimleyip katabilirsiniz) iyice yoğuralım. daha sonra strech filmi serelim ve hazırladığımız karışımı döküp rulo haline getirelim ve film ile saralım. En az 7-8 saat buzdolabında bekletelim. Ben bir gece beklettim. Bekledikçe daha güzel oluyor. Servis yapacağımız zaman dolaptan alıp dilimleyelim, benmari usulü erittiğimiz çikolataya üstlerini batıralım. Sonra evde varsa kağıt kek kalıplarına koyalım. Yoksa o şekilde de servis yapılabilir. Üzerine de isteğe bağlı olarak fındık içi, hindistan cevizi dökebilirsiniz..Muhteşemmmmm... Evde yanında yapmış olmama rağmen eşimde sonrasında gelen misafirlerimde hazır pasta zannettiler. O kadar başarılı oluyor yani.. Hemde çok kolay:) Afiyet olsun.
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
23:39
1 yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Ekmek İsrafı ve Gıdaları Saklama Yöntemleri
28 Şubat 2013 Perşembe
Ekmek İsrafı ve Gıdaları
Saklama Yöntemleri
Ülkemizde yılda 12 milyon ekmek israfı yapılıyor.
Ekmekleri poşet içinde tutmamak gerekir. Poşetler sıcak
ekmeklerin içinde barındırdığı nemi dışarı atmasını engeller, böylece
ekmeklerin daha çabuk küflenmesine neden olurlar.
Günlük kullanacağımız ekmeklerin kağıt içerisinde olmasında
fayda vardır. Ekmeklerimizi saklamak için açılıp – kapanan ahşap ızgaralı ekmek
dolaplarını da kullanabilirsiniz. Izgaralar havanın giriş çıkısını sağlar.
Dolaplarınızın içini sirke ile temizleyip, içine küçük bir kase karbonat koyarsanız ekmeklerin küflenmesini geciktirirsiniz. Ancak ekmekler en fazla 1-2 gün bu dolaplarda tutulmalıdır.
Dolaplarınızın içini sirke ile temizleyip, içine küçük bir kase karbonat koyarsanız ekmeklerin küflenmesini geciktirirsiniz. Ancak ekmekler en fazla 1-2 gün bu dolaplarda tutulmalıdır.
Ekmeklerin asıl muhafaza yeri buzdolaplarıdır. Ekmekleri
buzdolaplarında 1 hafta saklayabilirsiniz. Uzun yolculuklar gibi uzun süreli
durumlarda ekmeklerinizi derin dondurucuya koymalısınız. Derin dondurucuya
koyarken de dilimleyip koymayı tercih etmelisiniz, böylece kullanacağınız zaman
kullanabileceğiniz miktar kadarını alıp israfı önlemiş olursunuz. Kızartarak
küp küp parçalara bölerek koyduğunuzda da küflenmeyi ve bozulmayı uzun süre
engellemiş olursunuz.
Aldığınız ekmeği eğer 1 hafta kullanmayacaksınız, o haliyle
derin dondurucuya koyun. Kullanacağınız zaman da fırına atın, böylece fırından
yeni çıkmış kıvamında ekmek elde edersiniz.
Gıdaları Saklama Yöntemleri
Rafta saklama
• Un, şeker, kuru bakliyat türü kuru gıdalar, tercihen cam
kavanozlarda saklanmalıdır.
• Şeker, ağzı iyice kapalı kavanozda 2 sene, esmer şeker ise 4 aya kadar saklanabilir.
• Patatesler serin ve kuru bir yerde saklanmalıdır. Ancak buzdolabına koyulmamalıdır.
• Pirinç, serin ve kuru yerde ağzı iyice kapalı olarak, 2 seneye kadar saklanabilir.
• Aldığınız kuru gıdaları (un, mısır unu) kavanozlara koymadan öne 7 gün buzlukta saklarsanız, içlerinde olabilecek görünün veya görünmeyen zararlı canlıların ölmesini sağlarsınız ve bunların diğer kuru gıdalarınıza da geçmesini engellemiş olursunuz.
• Keklerinizi sakladığınız kabın içine yarım elma koyarsanız, kekleriniz daha uzun süre taze kalacaktır. Baharatlar
• Baharatlar asla ocakların üzerindeki veya yakınındaki raflarda saklanmamalıdır. Çünkü ısı ocaklardan yukarı çıkar ve bu raflardaki baharatların ısısının artmasına ve dolayısıyla lezzetlerini kaybetmelerine, renklerinin ve kokularının değişmesine yol açar.
• Baharatların küçük miktarda alınıp, tüketilmesi tavsiye edilir. Çünkü böylece, her zaman taze ve lezzetli baharat kullanmış olursunuz.
• Ülkemiz mutfaklarındaki uygulamanın tersine baharat ve otlar, buzlukta veya buzdolabında saklanmalıdır. İkinci iyi bir saklama yöntemi ise mutfağın serin, kuru ve karanlık bir köşesinde saklanmalıdır.
• Baharatları satın alırken öğütülmemiş olarak alırsanız, 1 sene ye kadar saklayabilirsiniz.
• Sarımsağı soyarak zeytinyağının içinde saklayabilirsiniz. Sarımsakları kullandıktan sonra kalan yağ, sarımsakla tatlandırılmış enfes bir salata sosu olacaktır.
• Şeker, ağzı iyice kapalı kavanozda 2 sene, esmer şeker ise 4 aya kadar saklanabilir.
• Patatesler serin ve kuru bir yerde saklanmalıdır. Ancak buzdolabına koyulmamalıdır.
• Pirinç, serin ve kuru yerde ağzı iyice kapalı olarak, 2 seneye kadar saklanabilir.
• Aldığınız kuru gıdaları (un, mısır unu) kavanozlara koymadan öne 7 gün buzlukta saklarsanız, içlerinde olabilecek görünün veya görünmeyen zararlı canlıların ölmesini sağlarsınız ve bunların diğer kuru gıdalarınıza da geçmesini engellemiş olursunuz.
• Keklerinizi sakladığınız kabın içine yarım elma koyarsanız, kekleriniz daha uzun süre taze kalacaktır. Baharatlar
• Baharatlar asla ocakların üzerindeki veya yakınındaki raflarda saklanmamalıdır. Çünkü ısı ocaklardan yukarı çıkar ve bu raflardaki baharatların ısısının artmasına ve dolayısıyla lezzetlerini kaybetmelerine, renklerinin ve kokularının değişmesine yol açar.
• Baharatların küçük miktarda alınıp, tüketilmesi tavsiye edilir. Çünkü böylece, her zaman taze ve lezzetli baharat kullanmış olursunuz.
• Ülkemiz mutfaklarındaki uygulamanın tersine baharat ve otlar, buzlukta veya buzdolabında saklanmalıdır. İkinci iyi bir saklama yöntemi ise mutfağın serin, kuru ve karanlık bir köşesinde saklanmalıdır.
• Baharatları satın alırken öğütülmemiş olarak alırsanız, 1 sene ye kadar saklayabilirsiniz.
• Sarımsağı soyarak zeytinyağının içinde saklayabilirsiniz. Sarımsakları kullandıktan sonra kalan yağ, sarımsakla tatlandırılmış enfes bir salata sosu olacaktır.
Buzdolabında Saklama
Doğru saklama yöntemlerini kullanarak gıdalarınızın
ömürlerini uzatabilir, dolayısıyla bütçenize katkıda bulunabilirsiniz.
Yiyeceklerin yanlış yöntemle saklanmasının yalnız bütçeye değil, sağlığa da
verdiği zararlar vardır. Tüm gıdalar için geçerli olan en önemli kural, bozulma
şüphesi olan gıdaların saklanmayıp, hemen atılmasıdır. Bozulmuş gıdaları
atarken en çok dikkatli olmak gerekir. Bu gıdalar mümkünse, açık olarak değil
de kimsenin ulaşamayacağı şekilde sarılarak atılmalıdır. Gıdalar genellikle
serin ve kuru yerlerde
saklanmalıdır. Buzdolapları da çok doldurulmamalıdır. Çünkü çok dolu buzdolaplarında, hava rahatça dolaşamadığı için iyi soğutma sağlanamaz. Buzdolabının en sıcak bölmesi 5-7 derece ve en soğuk bölümünün de -4 derece olması gerekir. (Buzluk ve derin dondurucu bu bölümlere dahil edilmemiştir. ) Buzdolabınızın içinde bir küçük sapta saklayacağınız karbonat, gıdaların kokularını emerek kötü kokuların oluşmasına engel olacaktır.
saklanmalıdır. Buzdolapları da çok doldurulmamalıdır. Çünkü çok dolu buzdolaplarında, hava rahatça dolaşamadığı için iyi soğutma sağlanamaz. Buzdolabının en sıcak bölmesi 5-7 derece ve en soğuk bölümünün de -4 derece olması gerekir. (Buzluk ve derin dondurucu bu bölümlere dahil edilmemiştir. ) Buzdolabınızın içinde bir küçük sapta saklayacağınız karbonat, gıdaların kokularını emerek kötü kokuların oluşmasına engel olacaktır.
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
23:45
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
80 'li- 90 lı yıllarda mı çocuktun? nasıl oldu da hayatta kalmayı başardın? :)
21 Şubat 2013 Perşembe
80 'li- 90 lı yıllarda mı çocuktun?
nasıl oldu da hayatta kalmayı başardın? :)
1.- Arabaların emniyet kemeri, kafalıkları, ve kesinlikle hava yastıkları yoktu.
2.- Arka koltuk tehlikeli değil de eğlenceliydi.
3.- Bebek yatakları ve oyuncaklar renkliydi. Ya da en azından kurşunlu, muhtelif zehirli maddeler ile boyanmıştı.
4.- Prizlerin, araba kapılarının, ilaç şişelerin ve kimyasal ev temizliyicilerinin üzerinde çocuk kilitleri yoktu...
5.- Kasksız bisiklete biniliyordu.
6.- Steril su şişelerinden değil de bahçe hortumundan yada muhtelif başka kaynaklardan su içiliniyordu...
7.- Oyun oynamaya çıkmanın tek şartı hava kararmadan önce eve dönmekti.
8,- Cep telefonu yoktu ve hiç kimse nerelerde gezdiğimizi bilmiyordu. İnanılmaz ...
9.- Okul öğlen bitiyordu... Ve öğlen yemeği için evimize geliyorduk.
10.- Bir sürü yaramız, kırılmış kemiğimiz ve kırılmış dişimiz vardı, fakat hiçbir zaman birileri bu yüzden mahkemeye verilmiyordu.Kendimizden başka kimse sorumlu değildi.
11.- Bolca tatlılar ve tereyağlı ekmekler yiyorduk, ve gerçek şekerli içecekler içiyorduk ve hiç kilo sorunumuz olmazdı - çünkü hep dışarda oynardık , aktif olarak ...
12.- Dört çocuk bir limonatayı paylaşabiliyorduk... aynı bardaktan içebiliyorduk, ve kimse bu yüzden ölmüyordu.
13.- Playstation, Nintendo 64, X boxes, Vídeo oyunlarımız, 99 kablolu kanalımız , Dolby surround, Cep telefonumuz, Bilgisayarımız, Internet de Chat odalarımız YOKTU. onun yerine ARKADAŞLARIMIZ vardı bolca!!!
14.- Yürüyerek veya bisiklet ile uzakta oturan arkadaşlarımızı ziyaret edebiliyorduk, kapılarını çalıp hatta çalmıyarak içeri girip onları oyun oynamaya çağırabiliyorduk!!!
15.- Evet dışarda, o acımasız korkunç dünyada! Korumamız olmadan! nasıl mümkün oluyordu bu? Tek kale üzerine maç yapardık ve birisi takıma alınmadığında psikolojik travma oluşmuyordu ya da dünyanın sonu gelmiyordu.
16.- Bazı öğrenciler diğer öğrenciler gibi başarılı değildi ve sınıfta kalabiliyordu. Fakat bu yüzden kimse Psikoloğa ya da Pedagoğa gönderilmiyordu. Kimsede Dislexia, konsantrasyon sorunu veya hiperaktivite yoktu, basitçe o okul yılını tekrarlıyordu.
17.- Özgürlüğümüz , üzüntülerimiz , başarılarımız , görevlerimiz vardı ...ve bunlar ile yaşamayı öğreniyorduk. Soru: nasıl oldu da bütün bunlara rağmen hayatta kalmayı başardık??? Ve daha da önemlisi kendi kişiliğimizi bu şartlar altında nasıl oldu da geliştirebildik??? Sen de bu jenerasyondan mısın? Şimdiki çocuklar büyük bir olasılık ile bizim yaşama şeklimizi sıkıcı bulacaklar - fakat- bizler çok güzel ve mutlu yaşadık!!!!!! değil mi????
1.- Arabaların emniyet kemeri, kafalıkları, ve kesinlikle hava yastıkları yoktu.
2.- Arka koltuk tehlikeli değil de eğlenceliydi.
3.- Bebek yatakları ve oyuncaklar renkliydi. Ya da en azından kurşunlu, muhtelif zehirli maddeler ile boyanmıştı.
4.- Prizlerin, araba kapılarının, ilaç şişelerin ve kimyasal ev temizliyicilerinin üzerinde çocuk kilitleri yoktu...
5.- Kasksız bisiklete biniliyordu.
6.- Steril su şişelerinden değil de bahçe hortumundan yada muhtelif başka kaynaklardan su içiliniyordu...
7.- Oyun oynamaya çıkmanın tek şartı hava kararmadan önce eve dönmekti.
8,- Cep telefonu yoktu ve hiç kimse nerelerde gezdiğimizi bilmiyordu. İnanılmaz ...
9.- Okul öğlen bitiyordu... Ve öğlen yemeği için evimize geliyorduk.
10.- Bir sürü yaramız, kırılmış kemiğimiz ve kırılmış dişimiz vardı, fakat hiçbir zaman birileri bu yüzden mahkemeye verilmiyordu.Kendimizden başka kimse sorumlu değildi.
11.- Bolca tatlılar ve tereyağlı ekmekler yiyorduk, ve gerçek şekerli içecekler içiyorduk ve hiç kilo sorunumuz olmazdı - çünkü hep dışarda oynardık , aktif olarak ...
12.- Dört çocuk bir limonatayı paylaşabiliyorduk... aynı bardaktan içebiliyorduk, ve kimse bu yüzden ölmüyordu.
13.- Playstation, Nintendo 64, X boxes, Vídeo oyunlarımız, 99 kablolu kanalımız , Dolby surround, Cep telefonumuz, Bilgisayarımız, Internet de Chat odalarımız YOKTU. onun yerine ARKADAŞLARIMIZ vardı bolca!!!
14.- Yürüyerek veya bisiklet ile uzakta oturan arkadaşlarımızı ziyaret edebiliyorduk, kapılarını çalıp hatta çalmıyarak içeri girip onları oyun oynamaya çağırabiliyorduk!!!
15.- Evet dışarda, o acımasız korkunç dünyada! Korumamız olmadan! nasıl mümkün oluyordu bu? Tek kale üzerine maç yapardık ve birisi takıma alınmadığında psikolojik travma oluşmuyordu ya da dünyanın sonu gelmiyordu.
16.- Bazı öğrenciler diğer öğrenciler gibi başarılı değildi ve sınıfta kalabiliyordu. Fakat bu yüzden kimse Psikoloğa ya da Pedagoğa gönderilmiyordu. Kimsede Dislexia, konsantrasyon sorunu veya hiperaktivite yoktu, basitçe o okul yılını tekrarlıyordu.
17.- Özgürlüğümüz , üzüntülerimiz , başarılarımız , görevlerimiz vardı ...ve bunlar ile yaşamayı öğreniyorduk. Soru: nasıl oldu da bütün bunlara rağmen hayatta kalmayı başardık??? Ve daha da önemlisi kendi kişiliğimizi bu şartlar altında nasıl oldu da geliştirebildik??? Sen de bu jenerasyondan mısın? Şimdiki çocuklar büyük bir olasılık ile bizim yaşama şeklimizi sıkıcı bulacaklar - fakat- bizler çok güzel ve mutlu yaşadık!!!!!! değil mi????
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
00:03
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yazilarım
Kuzum...
19 Şubat 2013 Salı
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
04:38
3
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yazilarım
Patatesli,Cevizli Köfte....
Patatesli,Cevizli Köfte...
Malzemeler (4-5 kişi);
Yarım kilo köftelik kıyma,
2 patates,
1 su bardağı ince köftelik bulgur,
1 su bardağı dövülmüş ceviz,
1 kuru soğan,
maydanoz,
kimyon,karabiber,kekik,pulbiber,tuz,
yogurt,
sarımsak,
domates sos,
zeytinyağı
Patatesleri haşlayın ve iyice ezin sonra içine kıyma, rendelenmiş soğan, ince kıyılmış maydanoz, bulgur, ceviz, yarım cay bardağı zeytinyağı ve baharatları katıp iyice yoğurun. sonra normalden biraz daha büyük yaklaşık 10 cm çapında köfteler haline getirelim. Bu arada ister domatesi rendeleyip biraz zeytinyağında pişirip sos haline getirelim yada hazır domates sosunuz varsa onu 1-2 dk kaynatalım. Köfteleri kızgın yağda iyice pişene kadar kızartalım. Sonrasında köftenin üzerine sarımsaklı yoğurt ve domates sos döküp servis yapalım. Çok leziz.. Afiyet olsun..
Malzemeler (4-5 kişi);
Yarım kilo köftelik kıyma,
2 patates,
1 su bardağı ince köftelik bulgur,
1 su bardağı dövülmüş ceviz,
1 kuru soğan,
maydanoz,
kimyon,karabiber,kekik,pulbiber,tuz,
yogurt,
sarımsak,
domates sos,
zeytinyağı
Patatesleri haşlayın ve iyice ezin sonra içine kıyma, rendelenmiş soğan, ince kıyılmış maydanoz, bulgur, ceviz, yarım cay bardağı zeytinyağı ve baharatları katıp iyice yoğurun. sonra normalden biraz daha büyük yaklaşık 10 cm çapında köfteler haline getirelim. Bu arada ister domatesi rendeleyip biraz zeytinyağında pişirip sos haline getirelim yada hazır domates sosunuz varsa onu 1-2 dk kaynatalım. Köfteleri kızgın yağda iyice pişene kadar kızartalım. Sonrasında köftenin üzerine sarımsaklı yoğurt ve domates sos döküp servis yapalım. Çok leziz.. Afiyet olsun..
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
00:05
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Oley Usulü Fırında Soslu Köfte...
15 Şubat 2013 Cuma
Oley Usulü Fırında Soslu Köfte
Malzemeler( 5 kişilik)
Yarım kilo köftelik kıyma,
Ekmek içi(2-3 dilim içi yeter)
Kırmızı biber,
Yeşil biber,
Havuç,
Maydanoz,
1 Domates rendesi yada 2-3 yemek kaşığı domates sos,
1 yemek kaşığı biber salçası,
Maydanoz,
1 kuru soğan,
2 diş sarımsak,
Yarım çay bardağı zeytinyağı,
Kimyon, kekik,kırmızı biber, tuz
Sos,
2 domates rendesi yada 8 yemek kaşığı domates sosu,
1 tatlı kaşığı biber salçası(domates salçası da olur),
1 su bardağı su,
2-3 yemek kaşığı zeytinyağı
kekik, pul biber, tuz
Ekmek içini iyice ufalayın. Kırmızı biber,yeşil biber, havuç ve maydanozu,sarımsağı çok küçük doğrayın, soğanı ve domatesi rendeleyin(ben kızın yazın annemin yaptığı domates sosunu kullanıyorum) kıyma ve baharatları ve zeytinyağını da karıştırıp iyice yoğurun. Sonra Dikdörtgen bir kek kalıbını yağlayın ve rulo yaptığınız köfteyi kalıba yerleştirin. Önceden ıstılmış 200 derece fırında 35-40 dk pişirin.
Köfte pişerken tavaya zeytinyağını koyun biraz kızdırın sonra domatesi rendeleyin yada domates sosunu ve biber salçasını(isterseniz domates salçası da olur)katın ve 1-2 dk çevirin sonra suyu ve baharatları katıp 10 dk pişirin.. Köfte piştikten bir 5 dk dinlendirin ve dilimleyerek kabağa alın üzerine sosunu dökip servis yapın. Harika. Eşim bayıldı ve hep bundan yap diyor:) Afiyet olsun.
Malzemeler( 5 kişilik)
Yarım kilo köftelik kıyma,
Ekmek içi(2-3 dilim içi yeter)
Kırmızı biber,
Yeşil biber,
Havuç,
Maydanoz,
1 Domates rendesi yada 2-3 yemek kaşığı domates sos,
1 yemek kaşığı biber salçası,
Maydanoz,
1 kuru soğan,
2 diş sarımsak,
Yarım çay bardağı zeytinyağı,
Kimyon, kekik,kırmızı biber, tuz
Sos,
2 domates rendesi yada 8 yemek kaşığı domates sosu,
1 tatlı kaşığı biber salçası(domates salçası da olur),
1 su bardağı su,
2-3 yemek kaşığı zeytinyağı
kekik, pul biber, tuz
Ekmek içini iyice ufalayın. Kırmızı biber,yeşil biber, havuç ve maydanozu,sarımsağı çok küçük doğrayın, soğanı ve domatesi rendeleyin(ben kızın yazın annemin yaptığı domates sosunu kullanıyorum) kıyma ve baharatları ve zeytinyağını da karıştırıp iyice yoğurun. Sonra Dikdörtgen bir kek kalıbını yağlayın ve rulo yaptığınız köfteyi kalıba yerleştirin. Önceden ıstılmış 200 derece fırında 35-40 dk pişirin.
Köfte pişerken tavaya zeytinyağını koyun biraz kızdırın sonra domatesi rendeleyin yada domates sosunu ve biber salçasını(isterseniz domates salçası da olur)katın ve 1-2 dk çevirin sonra suyu ve baharatları katıp 10 dk pişirin.. Köfte piştikten bir 5 dk dinlendirin ve dilimleyerek kabağa alın üzerine sosunu dökip servis yapın. Harika. Eşim bayıldı ve hep bundan yap diyor:) Afiyet olsun.
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
01:18
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Evde Et Dürüm, Soğan Halkaları ile...
7 Şubat 2013 Perşembe
Evde Et Dürüm
Malzemeler;
4 adet biftek,
Mantar,
Kızmızı biber,
Domates,
Sarımsak,
Domates sos(yada salçası)
Kekik, kimyon,pul biber, tuz
1 su bardağı su
2 lavaş(2 kişilik)
Tavaya zeytin yagını koyup ısıtın. Biftekleri jülyen doğrayın ve yağda 2-3 dakika cevirin sonra isteğiniz miktar ve şekilde kestiğiniz sebzeleri katın ve 2-3 dakika da öyle pişirin.Sonra domates sosu(ben hazır değil yaz sonu annemin yaptığı domates sosunu kullanıyorum.) yoksa domates salçasını (1 yemek kaşığı yereli olur) ve suyu baharatlarla birlikte katın ve yarım saat pişirin. Suyunu iyice çekince lavaşları( Ben pide salonlarında yapılan lavaş-yufkaları daha çok sevdiğim için oradan aldım. Sıcak sıcak misss. Marketlerde satılan dürüm yufkaları da güzel oluyor. Ama mutlaka ısıtın.) ikiye kesip içine harcımızı koyarak dürüm şeklinde sarın. Yanında istediğiniz garnitür ile servis yapın. Ben elma dilim patates, ev yapımı halka soğan ve yine ev yapımı salatalık turşusu ile servis ettim. Harika :) Afiyet olsun..
*** Ben makarna yaparken suyunu kesinlikle dökmem bir kavanoza koyar saklarım(1 hafta bozulmadan buzdolabında kalıyor) Daha sonra yaptığım tüm çorbalara, yemeklere,soslara su yerine onu koyarım deyin sağlık sağlık sağlık... Burada da su yerine makarna suyunu kullandım. Bu nedenle su tuzlu olduğu için tuz koymadım. Aman dikkat sizde makarna suyunu kullandığınız zaman tuz dökmeyin yada kontrol ederek dökün..
Dürümün içini isteğinize göre şekillendirebilirsiniz. Turşu, kıcırcık, kaşar peyniri yada biftek yerine tavuk göğsünü koyarak pişirip koyabilirsiniz..
Bu arada ben soğan halkalarını da evde yapıyorum.
Soğan Halkası;
3-4 büyük beyaz soğan,
1 su bardağı un
Malzemeler;
4 adet biftek,
Mantar,
Kızmızı biber,
Domates,
Sarımsak,
Domates sos(yada salçası)
Kekik, kimyon,pul biber, tuz
1 su bardağı su
2 lavaş(2 kişilik)
Tavaya zeytin yagını koyup ısıtın. Biftekleri jülyen doğrayın ve yağda 2-3 dakika cevirin sonra isteğiniz miktar ve şekilde kestiğiniz sebzeleri katın ve 2-3 dakika da öyle pişirin.Sonra domates sosu(ben hazır değil yaz sonu annemin yaptığı domates sosunu kullanıyorum.) yoksa domates salçasını (1 yemek kaşığı yereli olur) ve suyu baharatlarla birlikte katın ve yarım saat pişirin. Suyunu iyice çekince lavaşları( Ben pide salonlarında yapılan lavaş-yufkaları daha çok sevdiğim için oradan aldım. Sıcak sıcak misss. Marketlerde satılan dürüm yufkaları da güzel oluyor. Ama mutlaka ısıtın.) ikiye kesip içine harcımızı koyarak dürüm şeklinde sarın. Yanında istediğiniz garnitür ile servis yapın. Ben elma dilim patates, ev yapımı halka soğan ve yine ev yapımı salatalık turşusu ile servis ettim. Harika :) Afiyet olsun..
*** Ben makarna yaparken suyunu kesinlikle dökmem bir kavanoza koyar saklarım(1 hafta bozulmadan buzdolabında kalıyor) Daha sonra yaptığım tüm çorbalara, yemeklere,soslara su yerine onu koyarım deyin sağlık sağlık sağlık... Burada da su yerine makarna suyunu kullandım. Bu nedenle su tuzlu olduğu için tuz koymadım. Aman dikkat sizde makarna suyunu kullandığınız zaman tuz dökmeyin yada kontrol ederek dökün..
Dürümün içini isteğinize göre şekillendirebilirsiniz. Turşu, kıcırcık, kaşar peyniri yada biftek yerine tavuk göğsünü koyarak pişirip koyabilirsiniz..
Bu arada ben soğan halkalarını da evde yapıyorum.
Soğan Halkası;
3-4 büyük beyaz soğan,
1 su bardağı un
1 çay bardağı nişasta
2 yemek kaşığı mısır unu
1 şişe soda
tuz
1 su bardağı galeta unu
kızartma için sıvıyağ
2 yemek kaşığı mısır unu
1 şişe soda
tuz
1 su bardağı galeta unu
kızartma için sıvıyağ
Bir kabta un, nişasta, mısır unu ve tuzu
karıştırın. Bu karışıma sodayı ilave ederek iyice çırpın. Soğanları soyun ve 1-1,5 cm genişliğinde halkalar halinde doğrayın. Halka olması için ortasını çıkarın. Halka soğanları tek tek önce hazırladığınız hamura sonrada galeta ununa (ben hiç galeta unu hazır almadım. Evdeki kalmış ekmekleri önce küçük parçalara ayırıp kuruturum sonra rondadan geçirir ve kavanozda saklarım. 1-2 ay rahatlıkla kalıyor)bulayarak kızgın yağda kızartın.Sıcak servis yapın. Soğuyunca bence kötü oluyor. Afiyet şeker olsun efendim...
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
03:36
2
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Havuçlu Kek
4 Şubat 2013 Pazartesi
Havuçlu Kek
Malzemeler;
Bir kaba yumurtaları kırın. şekeri ekleyip (şeker tamamen eriyene kadar) mikserin en yüksek hız ayarıyla karıştırın.Rendelenmiş havucu ve dövülmüş cevizi ekleyip karıştırmaya devam edin.Unu ve tarçını ekleyip tamamen karıştırın.Kabartma tozunu ekleyip, en düşük hız ayarında 2-3 kez karıştırın. Fırını 180C'ye getirin. Kek kalıbının tüm iç yüzeyini fırça yardımıyla sıvıyağ ile yağlayın. Harcı kalıbın içine boşaltın. Kalıbı fırına yerleştirip kekin içi tamamen pişene kadar pişirin. Kek pişince kalıbından çıkartmadan biraz soğumasını bekleyin (sıcakken tabanına yapışabiliyor). Soğuduktan sonra üzerine elek ile pudra şekeri serpin. (sıcakken serperseniz pudra şekeri erir.) Afiyet olsun..
Malzemeler;
- 4 yumurta
- 1 su bardağı şeker
- 1 su bardağı rendelenmiş havuç
- 1 su bardağı ceviz, irice dövülmüş
- 2 su bardağı un
- 1 tatlı kaşığı tarçın
- 1 paket kabartma tozu
- yarım su bardağı sıvı yağ
- Pudra şekeri
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
07:49
2
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Kuzu Kol Tandır
2 Ocak 2013 Çarşamba
Kuzu Kol Tandır(Sebzeli)
Malzemeler;
Bütün bir kuzu kol
Taneli hardal
Zeytinyağı,
Sarımsak,
Karabiber,
Tuz,
Kekik
Yarım çay bardagı süt
Et haricindeki tüm malzemeleri iyice karıştırın. Sonra onu kuzu kolun her yerine iyi iyice sürün. Kuzu kolu önce yağlı kağıda sarın yine her yerini ama hiç boşluk kalmasın. Sonra da alimunyum folyo ile kaplayın ki pişerken suyu akmasın. Aman dikkat heryer kaplanmış olmalı ve hiçbir yerden sızıntı olmaması lazım. Suyunun piştiğinde içinde kalması gerek..
Sonra fırın tepsisine koyup 200 derece fırında 2 saat pişirin. Bu arada Kuzu kol pişerken yanında yapacağınız sebzeleri geniş bir borcama koyun. Ben küçük patateler, mantar, kırmızı yeşil biber ve küçük domateslerden koydum. bunları zeytinyağı, toz pul biber, karabiber, tuz ve kekikle iyice karıştırın ve fırının alt gözüne koyun. 30 dk pişsin. Kuzu kol 2 saat pişirdikten sonra üzerini açın. İçindeki suyu kaybetmeden, sebzelerin olduğu kaba boşaltın. Kuzu kol üstte sebzelerle birlikte üzeri açık olarak yarım saat daha fırında pişirin..Piştikten sonra 15 dakika fırında dinlendirip servis edin. Muhteşem oluyor. Evde yapılmış tandır ancak bu kadar güzel olur. Harikaaaa. Afiyet olsun..
Malzemeler;
Bütün bir kuzu kol
Taneli hardal
Zeytinyağı,
Sarımsak,
Karabiber,
Tuz,
Kekik
Yarım çay bardagı süt
Et haricindeki tüm malzemeleri iyice karıştırın. Sonra onu kuzu kolun her yerine iyi iyice sürün. Kuzu kolu önce yağlı kağıda sarın yine her yerini ama hiç boşluk kalmasın. Sonra da alimunyum folyo ile kaplayın ki pişerken suyu akmasın. Aman dikkat heryer kaplanmış olmalı ve hiçbir yerden sızıntı olmaması lazım. Suyunun piştiğinde içinde kalması gerek..
Sonra fırın tepsisine koyup 200 derece fırında 2 saat pişirin. Bu arada Kuzu kol pişerken yanında yapacağınız sebzeleri geniş bir borcama koyun. Ben küçük patateler, mantar, kırmızı yeşil biber ve küçük domateslerden koydum. bunları zeytinyağı, toz pul biber, karabiber, tuz ve kekikle iyice karıştırın ve fırının alt gözüne koyun. 30 dk pişsin. Kuzu kol 2 saat pişirdikten sonra üzerini açın. İçindeki suyu kaybetmeden, sebzelerin olduğu kaba boşaltın. Kuzu kol üstte sebzelerle birlikte üzeri açık olarak yarım saat daha fırında pişirin..Piştikten sonra 15 dakika fırında dinlendirip servis edin. Muhteşem oluyor. Evde yapılmış tandır ancak bu kadar güzel olur. Harikaaaa. Afiyet olsun..
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
23:13
5
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Yılbaşı Pastası....
Yılbaşı Pastası...
Malzemeler;
Keki için(2 tane kek yapacağımız için tüm malzemeler x2 olmalı)
3 yumurta
1 su bardağı şeker
yarım su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı süt
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
2,5 su bardağı un
yarım su bardağı kakao
Krema : 1 paket vanilyalı puding
750 gram süt
Üst kreması için : 1 paket çikolata sos
yarım litre süt
1 paket hazır krema
arasına koymak için istenilen meyveler(ben muz ve kivi koydum)
süslemek için : hindistan cevizi
Keki için önce yumurta ve şekeri çırpıyorsunuz. Diğer malzemeleri ekleyip karıştırıyorsunuz. 200 derece soğuk fırında 40 dk pişiriyorsunuz. Burada ki püf noktası kek karışımını mutlaka uzun diktörtgen borcam yada fırın kabına koyulmasıdır. Pastanın şekli için bu çok önemli. Bu kekten 2 tane yapılması gerekiyor.
Ben pek hazır kek kullanmam.Ama bir arkadaşım bu kadar uğraşmaya gerek yok hazır kek karışımı ile yaparım dedi. İsterseniz sizde öyle deneyebilirsiniz. Kekler yapılıp soguduktan sonra bir kartonu hangi şekli istiyorsanız kekinizin boyunu geçmeyecek şekilde tabi o sekilde çizip kesiyorsunuz. soğumuz olan iki kekide ayrı ayrı bu kartonu üzerine koyup kesiyorsunuz.
Çikolata sosu: sosu yapalım ve ayrı bir yerde ısıttığımız krema ile karıştıralım..(bu hem sosu daha güzelleştiriyor hemde kıvam veriyor)
Keklerden birini alıp üzerine vanilyalı pudingi sürelim üzerine meyveleri dilimleyip koyalım diğer parçayı üzerine koyalım.Pudingin bir kısmını pastayı süslemek için ayıralım..Üzerine hazırladığımız çikolata sosu dökelim. Sonra üzerine istediğimiz şekli yapalım ve hindistan cevizi serpelim. Harika ve hafir oluyor. Afiyet olsun..
Malzemeler;
Keki için(2 tane kek yapacağımız için tüm malzemeler x2 olmalı)
3 yumurta
1 su bardağı şeker
yarım su bardağı sıvı yağ
1 su bardağı süt
1 paket vanilya
1 paket kabartma tozu
2,5 su bardağı un
yarım su bardağı kakao
Krema : 1 paket vanilyalı puding
750 gram süt
Üst kreması için : 1 paket çikolata sos
yarım litre süt
1 paket hazır krema
arasına koymak için istenilen meyveler(ben muz ve kivi koydum)
süslemek için : hindistan cevizi
Keki için önce yumurta ve şekeri çırpıyorsunuz. Diğer malzemeleri ekleyip karıştırıyorsunuz. 200 derece soğuk fırında 40 dk pişiriyorsunuz. Burada ki püf noktası kek karışımını mutlaka uzun diktörtgen borcam yada fırın kabına koyulmasıdır. Pastanın şekli için bu çok önemli. Bu kekten 2 tane yapılması gerekiyor.
Ben pek hazır kek kullanmam.Ama bir arkadaşım bu kadar uğraşmaya gerek yok hazır kek karışımı ile yaparım dedi. İsterseniz sizde öyle deneyebilirsiniz. Kekler yapılıp soguduktan sonra bir kartonu hangi şekli istiyorsanız kekinizin boyunu geçmeyecek şekilde tabi o sekilde çizip kesiyorsunuz. soğumuz olan iki kekide ayrı ayrı bu kartonu üzerine koyup kesiyorsunuz.
Çikolata sosu: sosu yapalım ve ayrı bir yerde ısıttığımız krema ile karıştıralım..(bu hem sosu daha güzelleştiriyor hemde kıvam veriyor)
Keklerden birini alıp üzerine vanilyalı pudingi sürelim üzerine meyveleri dilimleyip koyalım diğer parçayı üzerine koyalım.Pudingin bir kısmını pastayı süslemek için ayıralım..Üzerine hazırladığımız çikolata sosu dökelim. Sonra üzerine istediğimiz şekli yapalım ve hindistan cevizi serpelim. Harika ve hafir oluyor. Afiyet olsun..
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
06:06
1 yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)