Sufle
Malzemeler;
3 Yumurta
Yarım su bardağı şeker
Yarım su bardağı un
50 gr tereyağ
80 gr bitter çikolata
Kaseleri yağlamak için sıvı yağ
Pudra şekeri
Tarif 4 kişiliktir. Yumurta ile şekeri bir kapta iyice çırpıyoruz. Bu arada yanmaz bir tavada bitter çikolata ve tereyağı eritiyoruz. Sonra erittiğimiz karışıma un katıp tahta bir kaşık ile karıştırıyoruz. Bu karışımı yumurtalı karışıma katıp iyice karıştırıyoruz. Fırımı 220 dereceye ayarlayıp ısıtıyoruz. Yağlanmış sufle kaplarına karışımı döküyoruz. Isınmış fırında 8 dk pişiriyoruz. Fırından çıkarır çıkarmaz pudra şekeri döküp sıcak yiyoruz. Hem çok pratik hem çabuk pişiyor hem harikaaa. Afiyet olsun.
Bu tarifi Sevgili Şenay Yılmaz hem verdi hem de bir kaç kez de bizim için yaptı. Sevgili görümceme çoook teşekkürler:)
Sufle
24 Kasım 2015 Salı
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
23:11
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Yalancı Mantının En Gerçek Hali...
14 Temmuz 2015 Salı
Yalancı Mantının En Gerçek Hali...
Malzemeler;
3 yufka
250 gr orta yağlı kıyma,
sogan,
tuz, karabiber,pul biber,nane
zeytinyağı,
2 kaşık biber yada domates salçası,
2 su bardağı su,
yoğurt,
tereyagı
sarımsak
Mantı içi hazırlar gibi doğranmış soğanı,kıyma, tuz,karabiber ve pul biberi karıştırıp yoğurun. 1 adet yufkayı tezgaha serin, kenarından içe doğru biraz kıvırıp,ucunu hazırladığımız iç harçtan yerleştirip,sıkıca rulo yapın.Diğer yufkaları da bu şekilde hazırlayıp, 2 parmak genişliğinde dilimler kesin. Yağlanmıış fırın kabına iç harç yukarıya bakacak şekilde fırın tepsisine yerleştirin.Yufkaların üzerine fırça ile sıvıyağ sürün, 200 derece de önceden ıstılmış fırında 25-30 dakika üzeri kızarıncaya kadar pişirin.
Salçalı sos için, tüm malzemeleri karıştırın. Tavaya alıp ıstın. Fırından çıkan mantının üzerine kaynattığınız salçalı sosu yayın. 15-20 dakika daha pişirin. Yoğurtlu karışım için sarımsakları dövün. Yoğurt ve tuzla karıştırın. Fırından çıkan mantı biraz ılıyınca yoğurdu üzerine döküp tereyağında kavurduğunuz pul biber ve naneyi üzerine dökün ve afiyetle yiyin. Muhteşem...
Malzemeler;
3 yufka
250 gr orta yağlı kıyma,
sogan,
tuz, karabiber,pul biber,nane
zeytinyağı,
2 kaşık biber yada domates salçası,
2 su bardağı su,
yoğurt,
tereyagı
sarımsak
Mantı içi hazırlar gibi doğranmış soğanı,kıyma, tuz,karabiber ve pul biberi karıştırıp yoğurun. 1 adet yufkayı tezgaha serin, kenarından içe doğru biraz kıvırıp,ucunu hazırladığımız iç harçtan yerleştirip,sıkıca rulo yapın.Diğer yufkaları da bu şekilde hazırlayıp, 2 parmak genişliğinde dilimler kesin. Yağlanmıış fırın kabına iç harç yukarıya bakacak şekilde fırın tepsisine yerleştirin.Yufkaların üzerine fırça ile sıvıyağ sürün, 200 derece de önceden ıstılmış fırında 25-30 dakika üzeri kızarıncaya kadar pişirin.
Salçalı sos için, tüm malzemeleri karıştırın. Tavaya alıp ıstın. Fırından çıkan mantının üzerine kaynattığınız salçalı sosu yayın. 15-20 dakika daha pişirin. Yoğurtlu karışım için sarımsakları dövün. Yoğurt ve tuzla karıştırın. Fırından çıkan mantı biraz ılıyınca yoğurdu üzerine döküp tereyağında kavurduğunuz pul biber ve naneyi üzerine dökün ve afiyetle yiyin. Muhteşem...
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
04:43
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Mezgit'in Lokum Hali
5 Haziran 2015 Cuma
Mezgit'in Lokum Hali
Malzemeler;
2 İthal Mezgit filetosu(Kesinlikle yerli mezgit olmaz,fileto halinde büyük marketlerde dondurulmuş olarak satılıyor)
2 Yumurta
1 Su bardağı un,
Bir çay kaşığı karabiber,pul biber,kekik,tuz,
yarım çay kaşığı kimyon,
Kızartmak için sıvı yağ
Dondurulmuş haldeki fileto mezgiti önce çözdürüyoruz. Sonra parça et büyüklüğünde dilimliyoruz. bir kaba yumurtaları koyup çırpıyoruz. Başka bir kaba un,tuz ve tüm baharatları koyup karıştırıyoruz.
Kızartma yağını kızdırıyoruz. Mezgitleri önce yumurtaya sonra karışımlı una bulayıp kızartıyoruz. Sıcak sıcak servis yapıyoruz. Muhteşemmmmmm. Gerçekten lokum gibi oluyor. Afiyet olsun.
*Bu harika tarifi benimle paylaşan Sevgili Seçil Atabey'e ve onun muhteşem annesine çok teşekkürler.
Malzemeler;
2 İthal Mezgit filetosu(Kesinlikle yerli mezgit olmaz,fileto halinde büyük marketlerde dondurulmuş olarak satılıyor)
2 Yumurta
1 Su bardağı un,
Bir çay kaşığı karabiber,pul biber,kekik,tuz,
yarım çay kaşığı kimyon,
Kızartmak için sıvı yağ
Dondurulmuş haldeki fileto mezgiti önce çözdürüyoruz. Sonra parça et büyüklüğünde dilimliyoruz. bir kaba yumurtaları koyup çırpıyoruz. Başka bir kaba un,tuz ve tüm baharatları koyup karıştırıyoruz.
Kızartma yağını kızdırıyoruz. Mezgitleri önce yumurtaya sonra karışımlı una bulayıp kızartıyoruz. Sıcak sıcak servis yapıyoruz. Muhteşemmmmmm. Gerçekten lokum gibi oluyor. Afiyet olsun.
*Bu harika tarifi benimle paylaşan Sevgili Seçil Atabey'e ve onun muhteşem annesine çok teşekkürler.
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
23:51
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Çeşnili Zeytinyağı
17 Mart 2015 Salı
Çeşnili Zeytinyağı
3 yıl oldukça ünlü ve kaliteli zeytinyağı markasının mağazasında 500 ml lik çeşnili zeytinyağının fiyatının 35 TL olduğunu gördüğüm anda evde yaparım ki ben bunu dedim. İhtiyacımız olan zeytinyağı koymak için uygun cam şişe, iyi kalite bir zeytinyağı, kalanlar sizin tercihinize kalmış. Ben balkondaki limon ağacının yaprağı, defne yaprağı, kurutulmuş acı kırmızı biber, biberiye, kekik, çörek otu koyuyorum. 15 gün kaldı mı zetinyağının içinde hopp al sana harika bir çesnili zeytinyağı. İster salatalara dök, ister kaseye koy bandır ekmeği hımm mis, mis... Afiyet olsun.
**Ben ayrıca sarmısaklı zeytinyağı da yapıyorum. Onu da yemeklere katıyorum. Çok güzel oluyor.
3 yıl oldukça ünlü ve kaliteli zeytinyağı markasının mağazasında 500 ml lik çeşnili zeytinyağının fiyatının 35 TL olduğunu gördüğüm anda evde yaparım ki ben bunu dedim. İhtiyacımız olan zeytinyağı koymak için uygun cam şişe, iyi kalite bir zeytinyağı, kalanlar sizin tercihinize kalmış. Ben balkondaki limon ağacının yaprağı, defne yaprağı, kurutulmuş acı kırmızı biber, biberiye, kekik, çörek otu koyuyorum. 15 gün kaldı mı zetinyağının içinde hopp al sana harika bir çesnili zeytinyağı. İster salatalara dök, ister kaseye koy bandır ekmeği hımm mis, mis... Afiyet olsun.
**Ben ayrıca sarmısaklı zeytinyağı da yapıyorum. Onu da yemeklere katıyorum. Çok güzel oluyor.
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
01:14
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Evde Portakal Likörü
11 Mart 2015 Çarşamba
Evde Portakal Likörü
Malzemeler;
2 kilo portakal
3 litrelik cam kavanoz
750 ml votka(herhangi ucuz bir votka olabilir)
750 ml su
4-5 adet tane tarcın
10-15 adet karanfil
1 kilo toz şeker
Portakalları iyice yıkayıp bez yardımı ile kurutalım. enlemesine ortadan keselim. Kavanoza koyalım. Diğer tüm malzemeleri de ekleyelim. İyice çalkalayalım. Kavanozun ağzını sıkıca kapatıp güneş görmeyen nemsiz bir ortamda min. 3 ay bekletelelim.(ne kadar uzun tutarsak o kadar lezzetli oluyor.) Servis yaparken bekleyen portakalları dilimleyip likörünüzün içine atarsanız hımmm harika.. Afiyet olsun.
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
00:56
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Güneş'in Omlet Hali
10 Mart 2015 Salı
Güneş'in Omlet Hali...
Malzemeler(4 kişilik);
5 yumurta
Yarım kangal sucuk(ben acılı kullanıyorum)
2 buyuk patates
Yarım soğan
Tuz,karabiber,kekik
Zeytinyağı
Zeytinyağı tavaya koyup biraz ısıtalım. Soğanları rendeleyip ekleyelim ve 1-2 dk çevirelim. Ardından küçük küçük küp şeklinde doğrayıp 4-5 dakika kavuralım. Ardından yine küp küp doğradığımız sucukları ekleyip 2-3 dk daha kavuralım. En son tuz ve baharatlarla çırptığımız yumurtayı ekleyelim. 2-3 dk daha pişirip.Servis tabağına alalım. İsterseniz benim fotoda ki gibi dilimlediğiniz domatesleri dizip üstüne omleti koyup güneş formunda servis edebilirsiniz. Afiyet olsun.
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
05:49
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Evde Vişne Likörü
3 Mart 2015 Salı
Evde Vişne Likörü
Malzemeler;
1 kilo vişne,
1 şişe(70 cc lik votka. Marketteki en ucuz votka alınabilir)
4-5 cubuk tarçın
9-10 karanfil
1 kilo toz şeker
Büyük cam kavanoz
Vişneleri iyice yıkayıp saplarından ayırıp çekirdekleri ile
cam kavanozun içine koyalım. Üzerine toz şekeri
ilave edelim. Kavanozun ağzını kapatıp , evin en çok güneş alan yerine
koyup 1 ay güneşte bekletelim. Her gün
mutlaka kavanozu bir kez çalkalayalım.
Gün geçtikçe karışım sulanacak ve kavanozun 1/3 ü vişne suyu
olacak. 1 ay sonra (ister vişneleri süzüp çıkarın( buzluğa koyup sonradan
pastalarda keklerde kullanabilirsiniz) ister saklayın) kavanoza votka,karanfil
ve tarçını ekleyin ve kavanozun ağzını sıkıca kapatıp. Güneş aşmayan karanlık
ve çok nemli olmayan bir yerde en az 5 ay bekletelim. (Ben 6 ay beklettim. Ne
kadar uzun kalırsa o kadar güzel
fermante olur) sonrasında tarçın
ve karanfili süzüp eğer vişneleri atmamışsak vişneleri ile birlikte karanlık
ortamda bekletmeye devam edelim. Ben
açtım ve birkaç kez misafirlerime servis ettim. Sonra yine kavanozu karanlık
dolaba koyuyorum. Bazıları buzdolabında saklamayı tercih ediyor. Denemedim.
Eger vişneleri atmadıysanız likörü
servis ederken kadehe 1 tane vişne koyarsanız hem hoş bir görüntü hem de mevsiminde olmasanız bile vişne yemiş
olursunuz. Afiyet olsun.
Bu muhteşem tarif için canım dostum Pınar Toroslu'ya çooook teşekkür ederim.
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
01:35
1 yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yazilarım
Portakallı Temizlik Canavarı..
2 Mart 2015 Pazartesi
Portakallı Temizlik Canavarı..
Ben Portakal kabuklarını hiççç atmam. Rendeler buzluğa koyarım. Birazını kuruturum çayını yaparım. Mandalinanın da kabuklarını kurutur çay yaparım. Geçen Ekim ayında üzüm sirkesi yaparken bir yerde okuduğumu hatırladım ki portakalında sirkesi yapılıyor. Vakti gelsin yaparım diye beklemiştim sonra aklıma geldi ya tamam kendim sirkesini yapayım ama bulaşık makinasında parlatıcı, Elif Naz'ın Çamaşırlarında yumuşatıcı ve yer silerken karbonatla birlikte yüzey temizleyici olarak hazır elma sirkesini kullanıyordum. Bu hazır sirkenin içine de koysam bu portakal, mandalinayı ve koku verse diye.. ve portakal mandalina çıkınca ilk iş bunu yaptım. Sonuç çok başarılı. Yapılması gereken cam bir kavanoza yediğimiz portakal,limon veya mandalinanın kabuklarını (ayrı ayrı koyalım. kabuklar karışınca koku çok iyi olmuyor.)dolduralım. Üzerine ucuz bir elma sirkesi (kaliteli olmasına gerek yok) tamamını kaplayacak kadar koyalım ve güneş almayan bir yerde en az ağzını açmadan 15 gün tutalım. Sonra beklettiğimiz portakal kabuklarını süzelim ve ne miktar sirke koyduysak o kadar su koyalım. Oldu mu size harika bir yardımcı. Sonrasında bulaşık makinasında parlatıcı, çamaşır makinasında yumuşatıcı ve leke çıkarıcı, yer ve yüzey temizliğinde deterjan olarak kullanalım. Bulaşıklar, çamaşırla,yerler portakal koksun :) Hem ucuz, hem sağlıklı hem doğal hem kabukları atmayarak israfı önlüyor. Daha ne olsun..
Ben Portakal kabuklarını hiççç atmam. Rendeler buzluğa koyarım. Birazını kuruturum çayını yaparım. Mandalinanın da kabuklarını kurutur çay yaparım. Geçen Ekim ayında üzüm sirkesi yaparken bir yerde okuduğumu hatırladım ki portakalında sirkesi yapılıyor. Vakti gelsin yaparım diye beklemiştim sonra aklıma geldi ya tamam kendim sirkesini yapayım ama bulaşık makinasında parlatıcı, Elif Naz'ın Çamaşırlarında yumuşatıcı ve yer silerken karbonatla birlikte yüzey temizleyici olarak hazır elma sirkesini kullanıyordum. Bu hazır sirkenin içine de koysam bu portakal, mandalinayı ve koku verse diye.. ve portakal mandalina çıkınca ilk iş bunu yaptım. Sonuç çok başarılı. Yapılması gereken cam bir kavanoza yediğimiz portakal,limon veya mandalinanın kabuklarını (ayrı ayrı koyalım. kabuklar karışınca koku çok iyi olmuyor.)dolduralım. Üzerine ucuz bir elma sirkesi (kaliteli olmasına gerek yok) tamamını kaplayacak kadar koyalım ve güneş almayan bir yerde en az ağzını açmadan 15 gün tutalım. Sonra beklettiğimiz portakal kabuklarını süzelim ve ne miktar sirke koyduysak o kadar su koyalım. Oldu mu size harika bir yardımcı. Sonrasında bulaşık makinasında parlatıcı, çamaşır makinasında yumuşatıcı ve leke çıkarıcı, yer ve yüzey temizliğinde deterjan olarak kullanalım. Bulaşıklar, çamaşırla,yerler portakal koksun :) Hem ucuz, hem sağlıklı hem doğal hem kabukları atmayarak israfı önlüyor. Daha ne olsun..
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
01:07
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yazilarım
Evde Elma Sirkesi
Evde Elma Sirkesi
Elinizdeki elma kabuklarını ve çekirdeklerini atmayın.
Büyükçe bir kavanoza(benim ki 3 lt lik) koyun. Bunlar kavanozun dörtte birini kaplasın. Kavanozun
üçte dördüne su doldurun. Kavanozun
ağzını bir tülbent tarzı bez ile sarın
ve güneş almayan bir yerde 15-20 gün saklayın. Elmalar iyice çürüdükten sonra
kabuk ve çekirdekleri süzün ve çöpe atın. Kavanozda kalan elmalı suyun
içerisine 2-3 tane nohut(bu sirke yapımını hızlandırır) 1 yemek kaşığı kaya tuzu(
alkolleşmesini önler) ve bir dilim ekmeğin içi(mayalanmasını sağlar) atın ve
ağzını sıkıca kapatın. 40-45 gün sonra sirkeniz olur ve kullanıma hazır hale
gelir ama ben en az 3-3,5 ay bekletip öyle kullanıyorum. Ne kadar uzun süre
bekletilirse sirke o kadar güzel ve lezzetli
olur.
Üzüm sirkesi de yaptım. Onun tarifini de paylaşacağım. Portakal ve Nar Sirkesini de deneyip yine burada paylaşacağım.
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
00:33
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Hadi Ama Yeter Oturduğun..
23 Şubat 2015 Pazartesi
Hadi Ama Yeter Oturduğun..
Sinir oluyorum bazı zamanlar.. Çok zor dönemlerden
geçiyoruz. Ve bana dokunmayan yılan bin yaşasın modunda ne kadar çok insan
varmış meğer çevremde. Gencecik insanlar öldürülüyor hunnarca ses yok.. Var ama
yok gündemle hiççç alakası olmayan
paylaşımlar(sosyal medyada). Tabi ki o da olacak. Daha doğal
ne var ama be kardeşim en azından
buraya üzüntünü belirten bir iki kelam yaz di mi, bu konuda..Sevdiğin biri biraz
hasta olunca nasıl yazıyorsun buralara dua edin diye..Vallahi sevdiğine buradan
dua isteyecek kadar buranın düşkünüysen o vakit
tepkini de evet buradan da vereceksin. Eee şimdide başka annelerin
yavruları katledildi. En çok tecavüz , çocuk tecavüzü ve kadın cinayetlerinin
işlendiği ülkeyiz. Niye sesin çıkmıyor yahu? Neyi bekliyorsun tepki vermek
için… Senin de kızın var oğlun var, illa onların başına mı gelmesi gerek? Buna
tepki vermek için anne olmak gerekmez, kadın olmak gerekmez. İnsan olmak yeter.
Neredesiniz huuu? Umursamıyor musunuz yoksa korkuyor musunuz? Gerçekten ya
hangisi?
Adam giriyor buraya her gün iktidara küfrediyor,yazıyor
yazıyor. Hele seçim zamanı yazıyor da yazıyor. Muhalefete kızıyor bir şey yapmıyor diye? Peki
sen ne yapıyorsun vatandaş olarak? Koca bir hiççç. Mesela adam ya da kadın hem
genç, hem bekar (ekstra bir sorumluluğu yok yani), Pazar çalışmıyor hatta
Cumartesi de çalışmıyor. Ne güzel işte
oyuna sahip çıkmak için bütün şartlar müsait. Git hemen gönüllü sandık
görevlisi ol. Sandığını koru, oraya gelen bilgisiz insanları bilgilendir,
doğruyu göster. Oyuna,sandığına sahip çık. Yok efendim oylar çalınıyor, yok çok
üç kağıt var. Tamam var ama en azından senin sandığında olmasına izin verme.
Ben huzur içindeyim ki en azından kendi sandığımdan hiç oy çaldırmadım. Sonuna
kadar takip ettim. Ama yok ne demek görevli olmak. O ancak yazsın, akıl versin.
Yer mi hiç sabahın köründe kalkacak görevli olduğu okula sandığına gidecek,
pusuları sayacak saatlerce bekleyecek.
Sonra oyları sayacak, yazacak, Seçim Merkezine götürecek, orada sayımı
bekleyecek. Sandığından oy çalınmadığını gözleri ile görmek için gelecek sonuç
kağıdını bekleyecek. Ooo kim yapacak bunları. Onun yerine yaz babam yaz. Klavye şövalyesi seni. Bi yürü git. Ben de sırf bu nedenle
beğenmiyorum işte hiçbir yazdığını var
mı.. Ohh.
Ay bir de bu var di mi? Hesapladım 3 ay 15 gündür benim
hiçbir yazımı beğenmedin. Yorum yazmadın diye kızanlar sinirlenenler falan. Yavv kardeşim ya denk gelmemiştir. Ya öyle bir
huyun yoktur. Onu da beğeneyim bunu da diye… Ya da bir düşün bakalım niye beğenmiyor, sen olabilir misin nedeni ?
Sen onu kaç gönderisini beğendin, yorum yazdın? Sonra şikayet de şikayet.. Bir atasözü vardır bilir misiniz? ‘’Kendi
yüzündeki çıbana bakmaz, başkasının gözündeki çapağı görür. ‘’ Ne çok böyle
insan var etrafımızda. Hele burada daha çok.
Çocuğunu fotosunu paylaşırsın.
Hemen arar ay paylaşma nazar değecek. Ya o kadar kötü gözlü, niyetli insan var
ki yakın çevremde zaten. Buraya kalmaz merak etme. Yok zayıflamış mı bu ne? Evet zayıf benim
kızım. Bende küçükken çok zayıfmışım. (Şimdiki halimi görünce inanılmaz geliyor
di mi J)Bir
şeyi de bana benzesin di mi? Ama şükürler olsun ki boyu normale göre uzun ve
sanırım böyle gidecek ve bu noktada yırttı benim gibi yerden bitme olmayacak.J Ha ne diyordum. Ne çok bilmiş insan var etrafımızda. Bakıyorsun
kendisine kendi çocuklarına en olmadık zararları verip, gelip sana ahkam keser.
Sormak lazım buna iyi de çok bilmiş seni , senin çocuğunda da şu şu var. Sen
bunu bunu yapıyorsun. Şimdi ne yazıyorsun,söylüyorsun. Kendine bak diye de işte
diyemiyorsun bazen . Bir de öyle bilgece şeyler yazar paylaşır ki sanırsın ulu
yüce bilge insan. Ama sosyal toplumsal konularda tıss..Anca gezsin tozsun onu
paylaşsın. Bazen de buradan insanlar laf sokmak için ünlü lafları bulsun
yazsın. (Arada bunu ben de yapıyorum ya gerçi ha ha)
Tabi yemek fotosu da paylaşacaksın yeri gelecek. Hem de
insanlar aç gezerken sen utanmıyor musun zırvasını yazanlara rağmen. Bunu
yazanın inanın bir gram yardımı olmamıştır bir yoksula. Paylaşırım vallahi..
Gitmişim Gaziantep’e Halil Usta’da
küşleme yiyeceğim nasıl paylaşmam fotosunu ya da Adana’da Mesut’un Yerinde ya da Hasan Usta’da adana kebap yiyeceğim kendimi orada etiketlemeyeceğim ,fotosunu çekmeyeceğim öyle mi? Ya da Paris’e gitmişim Le
Relais de l’Entrecote’ a girmek için 40 dk dışarıda soğukta beklemişim, foto
paylaşmayacağım. Niyeymiş? Güzel bir yere gittiğinde , mutlu anını
paylaştığında bunun nesi kötü ki? Hem ben buradan çok yer öğrendim paylaşımlar sayesinde..
Ülkemiz çok zor günlerden geçiyor. Neler oluyor görüyoruz.
Lütfen duygularınızı paylaşın, dile getirin. Korkmayın ya da bu kadar vurdum
duymaz olmayın. Yılanın sizi de gelip sokmasını beklemeyin. Zaten çok
yakınınızda.. Sadece yazmayın hatta boşa yazmayın. Eyleme geçin. İlla gidip
protesto gösterisi yaparak olmaz ya da
korkuyorum yürümeye diyorsanız hemen bir
Sivil Toplum Örgütüne kaydolun. Tegv’e girin mesela Azem gibi çocukları eğitin.
Ki duyarlı bir vatandaş olmanın yolu çocukluktan itibaren verilen eğitimden
geçer birazda. Vakıflar yararına koşun Gözde, Güldem,Gülşah ve Aylin gibi..
Veyis abim gibi etkinlikler yapın kanserli çocuklar için, Yavuz abim gibi
şiirler yazın gidenlerin ardından, Gülderen ablam gibi yürüyün, haykırın adaletsizliği ya da Havva gibi resme dökün.
Berna gibi giymediğiniz kıyafetlerinizi satın çocuklar için, Zübeyde gibi babaları madende ölen çocukları ziyaret edin.
Ziğnet gibi doğa için sokağa çıkın. Dünay gibi kadınlar için yürüyün. Lütfen
yapın. Bir yerden başlayın. Harekete
geçme vakti. Haydi. Lütfen…
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
07:18
1 yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yazilarım
Karda Bahar Salatası
16 Şubat 2015 Pazartesi
Karda Bahar Salatası
Malzemeler
***Kişi sayısına göre malzemelerin miktarı değişebilir.
1 Karnabahar,
1 kutu mısır,
3-4 tane taze soğan,
yarım demet maydanoz
yarım demet dere otu
5-6 tane kornişon turşu
1 limon
nar eksişi
zeytinyağı
karabiber tuz
Karnabaharları rondodan geçiriyoruz. (Un haline gelmesin) soğan,dere otu ve maydanozu,kornişon turşuyu doğruyoruz. Bir kaba karnabahar ile birlikte koyuyoruz. Mısırı da ekliyoruz.Orjinal tarifte mısır yoktu ama ben kattım. Yağ, limon zeytinyağı tuz karabiberi katıp iyice karıştırıyoruz. Ben bir limondan biraz az sıkıp yerine 1 çorba kaşıgı kadar nar eksisi kattım. Ama siz katmasanız da olur.
Hımmm harika oldu. Yiyen herkes karnabahar çiğ yenir miymiş dedi ama gördü ki hem de çoook güzel oluyormuş :) Afiyet olsun.
Bu muhteşem tarif için Sevgili Seçil Atabey'e çoooook teşekkürler. Sayesinde harika bir tarif öğrendim..
Malzemeler
***Kişi sayısına göre malzemelerin miktarı değişebilir.
1 Karnabahar,
1 kutu mısır,
3-4 tane taze soğan,
yarım demet maydanoz
yarım demet dere otu
5-6 tane kornişon turşu
1 limon
nar eksişi
zeytinyağı
karabiber tuz
Karnabaharları rondodan geçiriyoruz. (Un haline gelmesin) soğan,dere otu ve maydanozu,kornişon turşuyu doğruyoruz. Bir kaba karnabahar ile birlikte koyuyoruz. Mısırı da ekliyoruz.Orjinal tarifte mısır yoktu ama ben kattım. Yağ, limon zeytinyağı tuz karabiberi katıp iyice karıştırıyoruz. Ben bir limondan biraz az sıkıp yerine 1 çorba kaşıgı kadar nar eksisi kattım. Ama siz katmasanız da olur.
Hımmm harika oldu. Yiyen herkes karnabahar çiğ yenir miymiş dedi ama gördü ki hem de çoook güzel oluyormuş :) Afiyet olsun.
Bu muhteşem tarif için Sevgili Seçil Atabey'e çoooook teşekkürler. Sayesinde harika bir tarif öğrendim..
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
06:23
1 yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Şuela
5 Şubat 2015 Perşembe
Şuela(Olcay Kasapçı'nın rüya tatlısı)
Malzemeler:
Hamuru için
4 yumurta,
150 gram tereyağı
1 su bardağı su
1 su bardağı un
1 paket vanilya
1 yemek kaşığı toz şeker,
1 fiske tuz
İç ve üst krema
1 litre süt
2 su bardağından bir parmak az şeker
2 dolu dolu yemek kaşığı buğday nişastası
4 dolu dolu yemek kaşığı un
vanilya
limon kabuğu rendesi
3 yemek kaşığı kakao
2 kaşık tereyağ
Çocukluğumun en en unutulmaz tatlısıdır Şuela. Onlarca yesem doymam, bıkmam. Annemin ki genellikle misafir için yapardı, yapıiını bir tören izler gibi izler ve pişip son halini hayal ederdim...Hala annemi ne zaman yakalasam yaptırırım ve hala tadına doyamam. Evet ben de yapıyorum ve herkes beğeniyor ama bana göre asla onun ki kadar lezzerli olmuyor.
Gelelim tarife; Suyu tencereye koyup kaynatalım. İçine tereyağını(margarinde kullanabilirsiniz), şeker ve tuzu ekleyip yağ eriyene kadar kaynatın. Ardından unu ilave edin ve karıştırın.Hamur haline gelen karışımı kenara alıp ılıtalım. Sonrasında yumurtaları ve vanilyayı ekleyip iyice yedirelim. Bir yemek kaşığı ile (sıkma torbasıda olur) ceviz büyüklüğünde fırın tepsisine koyun. Onceden ısıtılmış 180 derece fırında üstü iyice pembeleşene kadar pişirin. Aman dikkat pişme boyunca sakın fırının ağzını açmayın. Yoksa hamur çöker. Piştiğinden emin olunca fırını kapatın ve birkaç dakika fırının içinde bekletin.
Bu arada iç kreması için bir tencerede malzemelerin yarılarını tereyağ ve kakao hariç karıştıralım ve ateşe alalım. Pişene kadar sürekli karıştıralım. Pişip ateşin altını kapattıktan sonra 1 yemek kaşığı tereyağı katıp eriyene kadar karıştıralım.
Üst kreması içinde malzemenin kalan yarısını ve kakaoyu yine bir tencereye alıp karıştıralım ve Pişene kadar sürekli karıştıralım. Pişip ateşin altını kapattıktan sonra 1 yemek kaşığı tereyağı katıp eriyene kadar karıştıralım.
Şuela toplarını tam ortadan ikiye keselim ve arasına iç kremamazı üstüne de kakaolu kremamızı dökelim. Ben kakaolu kremayı kendim yapıyorum ama şuela toplarının üstüne tek tek dökmek istemezseniz ya da daha akışkan bir krema isterseniz hazır çikolatalı soslardan da yapabilirsiniz. Sonra da afiyetle yersiniz.
Hayatımın tatlısı. Canım, canımın içi bir tane anneciğim Olcay Kasapçı bu muhteşem tarif için çoooook teşekkür ederim. Allahım seni başımdan eksik etmesin.
Malzemeler:
Hamuru için
4 yumurta,
150 gram tereyağı
1 su bardağı su
1 su bardağı un
1 paket vanilya
1 yemek kaşığı toz şeker,
1 fiske tuz
İç ve üst krema
1 litre süt
2 su bardağından bir parmak az şeker
2 dolu dolu yemek kaşığı buğday nişastası
4 dolu dolu yemek kaşığı un
vanilya
limon kabuğu rendesi
3 yemek kaşığı kakao
2 kaşık tereyağ
Çocukluğumun en en unutulmaz tatlısıdır Şuela. Onlarca yesem doymam, bıkmam. Annemin ki genellikle misafir için yapardı, yapıiını bir tören izler gibi izler ve pişip son halini hayal ederdim...Hala annemi ne zaman yakalasam yaptırırım ve hala tadına doyamam. Evet ben de yapıyorum ve herkes beğeniyor ama bana göre asla onun ki kadar lezzerli olmuyor.
Gelelim tarife; Suyu tencereye koyup kaynatalım. İçine tereyağını(margarinde kullanabilirsiniz), şeker ve tuzu ekleyip yağ eriyene kadar kaynatın. Ardından unu ilave edin ve karıştırın.Hamur haline gelen karışımı kenara alıp ılıtalım. Sonrasında yumurtaları ve vanilyayı ekleyip iyice yedirelim. Bir yemek kaşığı ile (sıkma torbasıda olur) ceviz büyüklüğünde fırın tepsisine koyun. Onceden ısıtılmış 180 derece fırında üstü iyice pembeleşene kadar pişirin. Aman dikkat pişme boyunca sakın fırının ağzını açmayın. Yoksa hamur çöker. Piştiğinden emin olunca fırını kapatın ve birkaç dakika fırının içinde bekletin.
Bu arada iç kreması için bir tencerede malzemelerin yarılarını tereyağ ve kakao hariç karıştıralım ve ateşe alalım. Pişene kadar sürekli karıştıralım. Pişip ateşin altını kapattıktan sonra 1 yemek kaşığı tereyağı katıp eriyene kadar karıştıralım.
Üst kreması içinde malzemenin kalan yarısını ve kakaoyu yine bir tencereye alıp karıştıralım ve Pişene kadar sürekli karıştıralım. Pişip ateşin altını kapattıktan sonra 1 yemek kaşığı tereyağı katıp eriyene kadar karıştıralım.
Şuela toplarını tam ortadan ikiye keselim ve arasına iç kremamazı üstüne de kakaolu kremamızı dökelim. Ben kakaolu kremayı kendim yapıyorum ama şuela toplarının üstüne tek tek dökmek istemezseniz ya da daha akışkan bir krema isterseniz hazır çikolatalı soslardan da yapabilirsiniz. Sonra da afiyetle yersiniz.
Hayatımın tatlısı. Canım, canımın içi bir tane anneciğim Olcay Kasapçı bu muhteşem tarif için çoooook teşekkür ederim. Allahım seni başımdan eksik etmesin.
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
00:12
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Kerevizin Ayva Aşkı...
15 Ocak 2015 Perşembe
Kerevizin Ayva Aşkı...
Malzemeler;
2 büyük kereviz
2 portakal
1 Ayva
1 kuru soğan
3 diş sarımsak
Tuz
Şeker
Zeytinyağı
Kerevizleri eğer varsa ince cips kıyıcı ile cips gibi yoksa çok ince yuvarlak olarak keselim. 2 portakalı sıkıp üstüne dökelim ve 10 dk bekletelim. Bu arada iri iri dogradığımız soganları ve sarımsagı zeytinyağında biraz öldürelim. Sonra portakal suyunda beklettiğimiz kerevizleri suyu ile birlikte ilave edelim. Tuz, şeker ekleyip kısık ateşte pişirmeye başlayalım. Yaklaşık yarım saat sonra küp küp doğradığımız ayvaları üstüne ekleyelim ve 20 dk daha pişirelim. Servis tabağımıza alıp ılık ya da soğuk servis edelim.
**** Normalde ılndıktan sonra üzerine beyaz peynir küçük parçalar halinde ilave edilirek servis edilmesi daha da lezeetli bir hale getirebilir ancak ben peynir yemediğim için eklemedim..
Bu yemeğin tarifini benimle paylaşan Sevgili Gonca Arayıcı'ya çoooooook teşekkürler. İyi ki varsın:)
Malzemeler;
2 büyük kereviz
2 portakal
1 Ayva
1 kuru soğan
3 diş sarımsak
Tuz
Şeker
Zeytinyağı
Kerevizleri eğer varsa ince cips kıyıcı ile cips gibi yoksa çok ince yuvarlak olarak keselim. 2 portakalı sıkıp üstüne dökelim ve 10 dk bekletelim. Bu arada iri iri dogradığımız soganları ve sarımsagı zeytinyağında biraz öldürelim. Sonra portakal suyunda beklettiğimiz kerevizleri suyu ile birlikte ilave edelim. Tuz, şeker ekleyip kısık ateşte pişirmeye başlayalım. Yaklaşık yarım saat sonra küp küp doğradığımız ayvaları üstüne ekleyelim ve 20 dk daha pişirelim. Servis tabağımıza alıp ılık ya da soğuk servis edelim.
**** Normalde ılndıktan sonra üzerine beyaz peynir küçük parçalar halinde ilave edilirek servis edilmesi daha da lezeetli bir hale getirebilir ancak ben peynir yemediğim için eklemedim..
Bu yemeğin tarifini benimle paylaşan Sevgili Gonca Arayıcı'ya çoooooook teşekkürler. İyi ki varsın:)
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
05:44
1 yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Kıymalı-Pırasalı Börek
Kıymalı-Pırasalı Börek
Malzemeler;
4 yufka,
250 gr kıyma(ben kuzu tercih ediyorum)
2 tane pırasa
Dolmalık fıstık
2 yumurta
1 şise maden suyu
Sıvı yag
Tereyağı
Tuz
Pul biber
Önce iç harcını hazırlıyoruz. Çok az sıvı yağ koyduğumuz tencerede önce kıymaları 3- dk kavuruyoruz. Ardından çok küçük kıydığımız pırasaları ilave ediyoruz. pul biber ve tuzu ekleyip 10 dk kadar pişiriyoruz. 2 yemek kaşığı kadar tereyagını eritiyoruz. Bir kaseye 1 şişe maden suyunu, 2 yumurtayı ve 1 çay bardağı sıvı yagı ve ılınmış tereyagını koyup karıştırıyoruz.
Tezgahımızın üstüne bir yufkayı bütün olarak açıyoruz ve hazırladığımız sosdan heryerine sürüyoruz. Uç kısmına kıymalı pırasalı harcımızı boydan boya koyup rulo şeklinde sarıyoruz. Sonra yağladığımız fırın tepsisine(yuvarlak olurda şeki olarak daha güzel oluyor) ortadan sararak diziyoruz.(Foto gibi) Kalan 3 yufkayıda bu şekilde hazırlayıp tepsimize diziyoruz. Kalan sosu kaşık yardımı ile tüm böreğin üstüne döküyoruz. Önceden ısıtılmış fırnda 200 derece de 30 dakika pişiriyoruz. Harika harika harika.. Afiyet olsun.
Malzemeler;
4 yufka,
250 gr kıyma(ben kuzu tercih ediyorum)
2 tane pırasa
Dolmalık fıstık
2 yumurta
1 şise maden suyu
Sıvı yag
Tereyağı
Tuz
Pul biber
Önce iç harcını hazırlıyoruz. Çok az sıvı yağ koyduğumuz tencerede önce kıymaları 3- dk kavuruyoruz. Ardından çok küçük kıydığımız pırasaları ilave ediyoruz. pul biber ve tuzu ekleyip 10 dk kadar pişiriyoruz. 2 yemek kaşığı kadar tereyagını eritiyoruz. Bir kaseye 1 şişe maden suyunu, 2 yumurtayı ve 1 çay bardağı sıvı yagı ve ılınmış tereyagını koyup karıştırıyoruz.
Tezgahımızın üstüne bir yufkayı bütün olarak açıyoruz ve hazırladığımız sosdan heryerine sürüyoruz. Uç kısmına kıymalı pırasalı harcımızı boydan boya koyup rulo şeklinde sarıyoruz. Sonra yağladığımız fırın tepsisine(yuvarlak olurda şeki olarak daha güzel oluyor) ortadan sararak diziyoruz.(Foto gibi) Kalan 3 yufkayıda bu şekilde hazırlayıp tepsimize diziyoruz. Kalan sosu kaşık yardımı ile tüm böreğin üstüne döküyoruz. Önceden ısıtılmış fırnda 200 derece de 30 dakika pişiriyoruz. Harika harika harika.. Afiyet olsun.
Gönderen
Oley Kasapçı Yılmaz
zaman:
05:09
0
yorum
Bunu E-postayla Gönder
BlogThis!
X'te paylaş
Facebook'ta Paylaş
Etiketler:
yemek tariflerim
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)